3. Seviye kolon kanserine 26 yaşında yakalanan Chris'e sadece tedavisiz 6 ay, klasik tedaviyle maksimum 5 yıl ömür biçiliyor. Bundan 12 yıl önce doktorların önerdiği ameliyatı olduktan sonra (şimdi ameliyat öncesinde hayati tehlike yoksa baştan bu programı denerdim diyor) kemoterapi ve radyoterapiyi reddediyor ve bulabildiği tüm doğal yolları deniyor. Kanseri yendikten sonra başka kanser hastalarına danışmanlık yapmaya başlıyor. 12 yıl boyunca topladığı deneyimleri 12 Eylül'de ÜCRETSİZ 10 günlük bir kursta toplamış. Hedefi bu ücretsiz hayati bilgilerin 12 Eylül'e kadar 1 milyon kişiye ulaşmasıydı. Eylül 2017'deki kursuna yüzbinlerce kişi katıldı. Yılda bir kere bu kursu tekrar ücretsiz olarak bir 10 günlüğüne açıyor. Kaçıranlar kursun linklerinden diğer zamanlarda ücretli olarak temin edebilirler.
Tanıtım videosu: https://www.youtube.com/watch?time_continue=3&v=vsflzrxqOEU
**********************************
**********************************
Chris Wark – Square One Kanseri Şifalandırma Koçluğu Programı – 12 Eylül 2017
Modül 1 – İlk önce önemli şeyler
Modül 2 – Neden kanseriniz var ve sebepleri nasıl yokedilebilir?
Modül 3 – Anti-Kanser Diyeti Bölüm 1
Modül 4 – Anti-Kanser Diyeti Bölüm 2
Modül 5 – Bedeninizi ve Çevrenizi nasıl detokslayacaksınız?
Modül 6 – Stresi nasıl yokedeceksiniz ve kalbinizi nasıl şifalandıracaksınız
Modül 7 – Spiritüel şifalanma
Modül 8 – Egzersiz ve dinlenme ile iyileşmeyi aktive etmek
Modül 9 – Kanseri tedavi eden bitkiler, çaylar ve gıda takviyeleri
Modül 10 – Gelişmenizi nasıl test edebilir ve izleyebilirsiniz
Burada yer alan notlar Chris Wark’ın sunduğu programı dinlerken tuttuğum Türkçeye çevrilmiş notlardır. Chris sadece kendi deneyimlerini paylaşıyor, ve bunlar pek çok hastaya farklı bir bakış açısı kazandırıyor. İngilizce modüllerin sonunda programı takip ederek iyileşenlerin röportajlarına yer veriliyor. Tabii bunlar bu çeviride yok. Lütfen bilgilenme amacıyla değerlendiriniz. Her zaman kendi araştırmanızı yapınız. Her zaman bir hastalığı tedavi ederken doktorunuza danışmayı unutmayın. Modüllerin tamamını koyamadım. Programın tamamını verilen linkten satın alarak İngilizce olarak dinleyebilirsiniz.
*********************************
Araştırmacılar karaciğer kanseri hücreleri üzerine 11 bilindik meyvenin suyunu damlatıyorlar. Muz ve greyfurt hücre büyümesini yüzde 40 kesiyor. Onların yarısı kadar bir doz kullanarak kırmızı üzüm, çilek ve elma yüzde 50 durduruyor. Kanser hücrelerinin büyümesini durdurmada en etkilisi ise ekşi meyvelerden limon ve cranberry, hem de çok daha düşük bir dozda kullanılmasına rağmen. Tek başına cranberry kanser büyümesini yüzde 85 durduruyor, hem de elmanın 1/3 dozuna.
Cranberry alırken organik almalısınız. Kurutulmuş olanlara şeker ve yağ eklenmiş oluyor. En iyi çözüm organik dondurularak kurutulmuş cranberry almanız ve smoothienize eklemeniz. https://www.amazon.com/Organic-Freeze-Dried-Cranberry-Powder-Lb/dp/B00GMU200A
Anti-Kanser Yeşil limonata:
Modül 1 – İlk önce önemlİ şeyler
Kanser teşhisi aldıysanız bu bedeninizin size bir
mesajıdır. Yaşam şekliniz sizi öldürüyor! Bunu kabul edin. Bunun sizin hatanız
olduğunu kabul etmek sizin hayatınızı kurtarabilir. Kanser endüstrisi bunun sadece kötü bir şans
olduğunu söyler. Yaptığınız hiçbir şeyin, yapacağınız hiçbir şeyin kanserin
ortaya çıkmasında etkisi olmadığını söylerler, böylece ameliyat, kemoterapi ve
radyoterapi almanız konusunda sizi ikna ederler. Gerçek şudur ki, seçimleriniz
sizin yaşatır veya öldürür. İster geleneksel tedaviyi seçin, ister doğal
tedavileri her zaman sağlığınızı destekleyecek bir şey vardır. Buradaki önemli
nokta kendinize acımayı bırakmanız, kurban rolünden çıkmanız ve şimdiye kadar
yaptığınız seçimlerin ve durumun sorumluluğunu almanızdır. Hayatta her şey bir sebepten ortaya çıkar.
Çoğu zaman bu sebep sizsinizdir. Geçmişteki seçimlerimiz şimdiki
olasılıklarınızı etkiler. Şimdiye kadar yaptığınız beslenme ve hayat tarzı
seçimleriniz de sağlığınızı etkiler.
Kanser normaldir. Her insan hayatı boyunca bazı kanser
hücreleri geliştirir. Ancak her insan tümör oluşturmaz. Aradaki farkı
bağışıklık sistemi sağlar. Bağışıklık sistemi virüs, bakteri, parazit, patojen
ve mutasyona uğramış kanser hücrelerini bulur. Bedeninizdeki hücreler bazen bir
şekilde mitokondri hasarı ya da DNA hasarı yaşayabilirler. Genelde bu hücreler
kendini iyileştirir veya ölür. Bazen bu hücreler yaşamak için mutasyona uğrar.
Bazen de kanser hücresine dönüşür. Her hücre sonunda ölür. Bazıları günler,
haftalar ya da aylar yaşar. Her birinin programlanmış bir ömrü vardır. Hücre
kanserli bir hücreye dönüştüğünde kontrol dışı bir şekilde bölünmeye başlar. Ve
otomatik yokolma becerisini kaybeder. Tümörler 1mm olana kadar medikal
araçlarla tanımlanamaz. Bu sırada 100bin-1milyon kanser hücresi oluşmuştur ve 6
yıl geçmiştir. 1. seviye kanser tipi metastastır. Yani kanınızda kanser
hücreleri dolaşmaktadır. Bu yüzden erken teşhiş yapıldıktan hemen sonra
metastas gerçekleşebilir. İyi çalışan bir bağışıklık sistemi kanser hücrelerini
bulup yokeder. Bedeninizde bir tümör varsa bu bağışıklık sisteminizin fazla
yüklendiğini ve/veya baskılandığını gösterir. Sizin isteklerinize yetişemez.
Kanser sizin kendi bedeniniz, kendi DNAnızdır. Kendi bedeniniz yaratır, kendi
bedeniniz yokedebilir. Ben bunu kendi şifalanma tecrübemden ve benimle konuşan
bir sürü mucizeler gerçekleştiren kemo, radyoterapi ve ameliyattan başarı elde
edemeyen ölümcül 4. seviye kanseri atlatan kişilerden, hatta bu terapileri
almayan ve iyileşen başka yüzlerce kanser hastalarından biliyorum.
Benim hikayemde seçtiğim ameliyattan sonra toksik kimyasal
tedaviyi reddettim ve toksik olmayan doğal tedavileri uyguladım. Gittiğim
onkolojistim 3. Seviye kolon kanserim olduğunu ve yüzde 30dan daha az 5 yıl
yaşam şansım, yüzde 10dan az 10 yıl yaşam şansım olduğunu söylemişti. Yaptığım
radikal yaşam ve beslenme değişimlerinin 13 yıl sonra burada olmamın temel
sebebi diye inanıyorum.
Tıp otoritelerinin kansere bakış açısı bir kez başladı mı
hiç durmayan bir tren gibi olduğu yönünde. Treni durdurmanın tek yolunun
ameliyat, kemo ve radyasyon ile rayları uçurmak olduğunu düşünüyorlar. Fakat
bunun karşıtı pek çok kanıta dayalı makale de var. Bunlardan birisi
“Spontaneous Remission” yani spontan hafifleme. Kanserin kendi kendine
hafiflediği ile ilgili yazılmış 800 kanser makalesinin birleştiği aynı isimli
bir kitap bile var. Bu kitap bedenin
kanseri kendisinin yenebildiği, iyileştirebildiğinin kanıtıdır. Skeptikler
halen buna anekdot diyerek inanmakta güçlük çekiyorlar.
Bedeniniz doğru ilgi ve besinler verildiğinde kanserden
iyileşebilir. Bu yaşamınızdan tüm
kansere yol açan etkenleri çıkarmanızı ve değiştirmenizi gerektirir.
Eğer çevresel toksinlere maruz kalıyorsanız diyetiniz ve
yaşam şekliniz kanseri önleyici olabilir. Yine de maruz kaldığınız toksinleri
minimuma azaltmanız gerekir. Araştırmacılara göre kanserlerin yüzde 5’i sadece
genetik olup geri kalanı, diyet, yaşam tarzı ve çevresel toksinlerden
kaynaklanıyor.
Sağlıklı beslenmez, egzersiz yapmaz ve çevreden bedeninize
giren toksinleri arındırmazsanız bedeniniz bir süre sonra sorun çıkarmaya
başlar.
Şimdi her kanser hastasına sorduğun iki soruyu size sormak
istiyorum:
Neden
kanseriniz olduğunu düşünüyorsunuz?
Kanseriniz
olmasına yol açacak sebepler neler diye düşünüyorsunuz?
Kalem defter alıp bunları not almaya başlayın. Belki
stresten, belki yeterince kendinize bakmadınız…
Kendi
içgüdüleriniz ve sezgilerinizi dinleyin.
Doktorunuza bu soruları sorar ve cevaplarınızı anlatırsanız
size diyetiniz ya da yaşam şeklinizden kaynaklanmadığını büyük olasılıkla
söyleyecektir. Sadece kötü genetik miras ya da kötü şans olduğunu söylerler.
Bunu söyleyerek sizi güçsüz hissettirirler ki kanser sektörünün amacı sizi
kurban olduğunuzu kabul ettirmektir. Böylece size önerileni tamamen kabul
edersiniz, evet halen dondurma, hamburger ve pizza yersiniz, yeter ki kilo
kaybetmeyecek kadar yiyin derler. Doğal toksik olmayan terapiler sana yardımcı
olamaz, biz senin tek şansınız derler. İşte bu mesajı verir onkolojistler fakat
bu doğru değil! Tek şansınız toksik terapiler değildir. Bedeniniz kanseri
yarattı, bedeniniz kanseri yenebilir!
Gerçekten
yaşamak istiyor musunuz?
Ölmemeye o kadar odaklanarak yaşıyoruz ki yaşamayı hiç
düşünmüyoruz. Belki hayatınızla çok mutlusunuz, ya da hayatınızdan çok fena
bunaldınız ve ölmek istiyorsunuz. Herhangi bir yargılama yapmıyorum. Her ne
yapmak istiyorsanız, toksik terapilerle uğraşmak yerine kalan hayatınızın
tadını çıkarmak isteyebilirsiniz.
Mesela Norma (https://www.facebook.com/DrivingMissNorma)
90 yaşında kansere yakalandıktan sonra kimyasal terapileri reddedip hayatının
son bir yılını Amerika’yı dolaşarak geçirdi, hayatının tadını çıkardı ve
huzurla öldü.
Eğer hayatınızın geri kalanında günde 3 kere çizburger ve milkshake
içerek geçirmek istiyorsanız, tamam bunu da yapabilirsiniz. İstemediğiniz
hiçbir şeyi yapmamalısınız. Tüm toksik ve doğal kanser tedavileri de buna
dahil.
Eğer gerçekten yaşamak istiyorsanız kanseri yenmek,
bedeniniz iyileştirmek tam bir adanmışlık gerektiriyor.
Tam bir adanmışlık. Sıfır bahane.
Kanseri yenen hastaların ortak için karakteristik özelliği
var.
Birincisi kuvvetli bir yaşama isteği. İkincisi iyileşmek
için bahane yaratmadan her ne olursa olsun onu yapma isteği.
Eğer kuvveti bir yaşama istediğiniz yoksa, hayatınızı
değiştirmek istemiyorsanız, sigara içmeyi bırakmak, diyetinizi değiştirmek,
egzersiz yapmak istemiyorsanız, affetmek istemiyorsanız o zaman bu kursta
anlatacaklarım size göre değil.
O zaman büyük hareketle yol almanız gerekiyor. Küçük
hareketler küçük sonuçlar doğurur. Çok nadiren küçük değişiklikler büyük
sonuçlar yaratır ancak konu kanser olunca sihirli bir ilaç, ufak bir çözüm yok.
Şifalanma büyük bir yaşam değişikliği gerektirir. Belki 2 yıl boyunca
yapacağınız ciddi bir değişiklik ve adanmışlık. Birçok kanser hastası hayatında
değişiklik yapmaya başlayınca 30-60-90 günde tümörleri küçülüyor. Ancak
kanserin tekrarlanmaması için en az 2 yıl boyunca aynı değişimi sürdürmek
gerekli. 2 yıla neredeyse vücudunuzdaki tüm hücreler yenilenmiş oluyor. Bazı
hücreler 1 yılda bazıları bir yıl içinde pek çok kez yenilenmiş oluyor.
“Her ısırıkta her gün bedeninizi yeniden inşa ediyorsunuz.”
Bunu her öğününüzde kocaman bir kasedeki sebzelerinizi yerken kendinize
hatırlatın.
Çetinceviz
geçen en az iki yıl.
Bazı kanser hastalarında gözlemlediğim şey birkaç ayda
hayatlarını tamamen değiştirdikleri zaman harika hissediyorlar, tümörleri
küçülüyor, hatta tamamen yokoluyor. Sonra tembelleşiyorlar ve eski
alışkanlıklarına geri dönüyorlar. Böyle olunca kanser geri geliyor ya da tekrar
büyüyor. Bazen de kanser hastaları hayatlarını tamamen değiştirdikten sonra
tümörleri yeterince hızlı küçülmüyorsa doktorlarının kendilerini korkutmasına
izin vererek, doktorun hızlı çözümü ameliyat, kemo ve radyasyonu tercih ederek
ızdırap çekmeye başlıyorlar. Hasta oluyorlar, yataktan çıkamıyorlar, yemek
yiyemiyorlar, depresyona girerek motivasyonlarını kaybediyorlar. Tüm yaptıkları
özel beslenme, egzersiz, sağlıklarını destekleyen alışkanlıkları da camdan uçup
gidiyor! Sonra kanser geri geliyor ve çok hızlı çöküşe geçiyorlar. Sonu
genellikle iyi bitmiyor.
Şimdi biraz da korkudan bahsedelim. Kanserden korku kanser
endüstrisinden geliyor. Çünkü insanlar acı çekmek istemiyorlar. İnsanlar
acımasız tedavilerden, bedenlerine yapacağı zarardan, belirsizliklerden, kemo,
radyasyon ve ameliyatın komplikasyonlarından korkuyorlar. Konuştuğum pek çok
kanser hastalı ölmekten korkmuyor, acı çekmekten korkuyorlar.
Tam olarak neyden korktuğunuzu tanımlamanız gerekiyor.
Korkmayın, korkunun seçimleriniz etkilemesine izin vermeyin. Kanser endüstrisi
korkuyu kullanarak kanser hastalarını ani karar almak yönünde motive eder.
Kanser endüstrisi trilyon dolarlık bir iştir. Yıllar içinde onkolojistler eğer
olası kanser hastalarını gelecek tedavi randevüsü için ikna edemezlerse gelecek
gelirlerini kaybedeceklerini farkettiler. Derin bir nefes alın.
Zamanınız
var.
Tüm olasılıkları, tedavi yöntemlerini araştırmak için
vaktiniz var. Eğer nefes borunuzu tıkayan bir tümör varsa hemen ameliyat olmanız
gerekebilir, ancak çoğu kanser hastasının karar vermek için zamanı vardır,
kanser teşhisi aldıklarında kendilerini hasta bile hissetmezler.
Tercihleriniz
var.
Korkuya dayalı bir seçim yapmayın. Sezgi ve içgüdüleriniz
dinleyin. Eğer içinizde bir yerdeki ses bu seçimi yapma diyorsa onu dinleyin ve
yapmayın. Aileniz, arkadaşlarınız veya doktorunuz aksini söylese bile.
Araştırmanızı yapacak, karar verecek zamanınız var.
Çoğu zaman bana “Eğer şimdiki bildiklerini bilseydin
ameliyat olur muydun?” diye soruluyor. Hayır diyorum çünkü benim kolon kanserim
hayatımı tehdit etmiyordu ve aceleyle ameliyat olmazdım. Kendime bedenimin
iyileşmesine imkan sağlayacak hayat değişikliklerini yaparak 30-90 gün
verirdim. Gelişmeleri yakından takip ederdim. Doktorunuzdan tedaviye başlamadan
önce hayatınızı yoluna sokmak için birkaç ay isteyebilirsiniz. Çoğu zaman size
bu konuda onay verirler. Eğer vermezlerse doktorunuz karşı çıkıp
çıkmayacağınıza karar vermelisiniz. Bu kolay değildir ama insanlar bunu her
zaman yapıyor. Bir tedaviyi geciktirmeye karar verirseniz ya da reddederseniz
etrafınızdaki insanlar bunu anlayamayacak ve sizin yanlış karar verdiğiniz
yönünde yorumlarda bulunacaklardır. Buna hazır olun.
Kendi
içgüdüleriniz ve sezgilerinizi dinleyin.
İnandığınız güçten yardım, destek, yönlendirme ve
cesaretlendirme isteyin. Tanrıya inansanız da inanmasanız da yardım size
mucizevi bir şekilde gelecek. Gelen cevapları rastlantı diyerek gözardı
etmeyin.
Rastlantı
diye bir şey yoktur.
Bu sırada etrafınızdaki insanlarla konuşmanız gerekecek.
Bir noktada onlara “Seni seviyorum, benim için endişelendiğini ve yardımcı
olmak istediğini biliyorum ancak bu noktada anlamalısın ki kendim için en iyi
kararı veriyorum. Hedefim yaşayabileceğim kadar uzun yaşamak ve iyileşmek.
Elimden geldiği kadar okuyorum ve araştırıyorum ki iyi bir karar verebileyim.
Korkudan bir şeylere aniden karar vermeyeceğim. Hakkında iyi hissetmediğim
hiçbir şey yapmayacağım.” diyebilirsiniz. Bu şekilde anlayacaklardır. Dahası bu
konuda konuşmak istemediğinizi ve sadece birlikte zevkle vakit geçirmek
istediğinizi anlatabilirsiniz.
Doktorunuza size bir tedavi konusunda baskı uygularsa ve
önerdiklerini istemiyorsanız “Doktor, bu konuda zamanını verdiğin ve
bilgilendirdiğin için çok teşekkür ederim. Ancak benim için yaşamın kalitesi,
yaşamın süresinden daha önemli. Eğer tedaviyi uygularsam hayat kalitem felaket
olacak, acılarım ve ızdırabım olacak. Şimdi iyi hissediyorum. Ve bunu mümkün
olduğunda devam ettirmek istiyorum. İleride bir şeyler değişebilir. Tedaviyi alırsam
daha fazla şansım olduğunu düşünüyorsunuz ama şimdilik bunu yapmak
istemiyorum.” diyebilirsiniz. Ayrıca doktorunuza bu şartlarda halen size bakıp
bakmayacağınız, her 6 ayda bir kanserinizi inceleyip testleri yapıp
yapamayacağını sormalısınız. Çoğu doktor bunu kabul eder. Eğer sadece para
meraklısı veya kibirli bir doktorsa size karşı korkuyu kullanmaya çalışır ki
böyle bir doktorlar çalışmamalısınız zaten. Doktorunuza yaptığınız her şey
anlatmanız da gerekmiyor, bu vakit kaybı olacaktır. Çoğu doktor beslenme
terapileri ve alternatif tedaviler konusunda karşıt görüşlüdür. Olumsuz
örnekler verirler.
Kendinize
bir destek sistemi yaratın.
Sosyal olarak izole olmuş meme kanseri hastaları %40
tekrarlanma, %60 meme kanserinden ölme riski, %70 herhangi bir şeyden ölme
riskine sahipler.
Kendinizi izole etmeyin. Etrafınızda sevdikleriniz
toplayın. Her tip ve türden iyileşen kanser hastalarının hikayelerini www.chrisbeatcancer.com dan onlara
okuyun.
Gelecek
için planlar yapın.
Notlar tutun, bloglar yazın, videolar çekin. Her aşamasını
belgeleyin. Belki siz de başkalarına yardımcı olabilirsiniz. Geleceğiniz için
planlar yapmak çok önemli. Gelecek 5-10-20 yıl için hayatınızdaki hedeflerinizi
yazın.
Chris’in tüm adımları anlattığı programını almak
isterseniz: https://squareone.chrisbeatcancer.com/own
*******************************************************************
Modül 2 – Neden kanseriniz var ve sebepleri nasıl
yokedilebilir?
Stres, diyet ve hayat tarzı ve çevre sağlığımızı etkiliyor.
Hayatınızdan stres yaratan gıda, ilişki, iş ve ortamları değiştirmekle işe
başlayabilirsiniz. Hayat tarzınız, yaptığınızı işin stresi bedeninizi etkiler
ve bedeniniz size bunu kanser ile anlatmaya çalışır. Çevresel etkenler arasında
çok fazla konu var. Chris bu modülde derinlemesine düşünüp tüm gıda, hava, su,
ev ortamı, kozmetikler, deterjanlar, kıyafetler vb her türlü zehirli kimyasal
içeren etkenleri hayatınızdan çıkarmanızı öneriyor.
*******************************************************************
Modül 3 – Anti-Kanser Diyeti Bölüm 1
Sağlıklı bir diyet bedeninizi yeniden onarmanız için
gerekli yapıtaşlarını size sağlar.
Anti-kanser diyeti için yememeniz gerekenler:
-Beyaz işlenmiş şeker yok: Beyaz şekerin kanser hücrelerini
beslediği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Kan şekerini, insülin seviyesini
zıplatır.
-Beyaz un yok: işlenmiş, beyazlatılmış rafine un tüm besinlerinden
arınmış işe yaramaz bir şeydir. İşe yarasın diye içine sentetik bazı vitaminler
de eklenmiş olabilir.
-Süt ürünleri yok:
-Et yok: Tüm etler, dana, tavuk, domuz, koyun, keçi, balık,
karides, hayvanlardan gelen herhangi bir et yenmeyecek.
-Tahıllar
İşlenmiş, yapay, insanın yaptığı hiçbir şey tüketilmeyecek.
Konserve, şişe, kutu, torbayla gelen yiyeceklerin çoğu yok. Çünkü bunlar
hastalık yaratan yiyecekler. Markette tek bir yerden alışveriş edeceksiniz o da
tarla ürünlerinin olduğu bölüm. Artık yemek isteyeceğiniz yiyecekler sebzeler
ve meyveler, topraktan gelen bütünlüğünü korumuş yiyecekler. Süt ürünleri, et,
buğday, şekerli tatlılar, hayvanlardan gelen herhangi bir ürün yok.
Neden
et yok? Çünkü Dr. Dean Ornish bir grup erken prostat kanseri
hastasını özel bir programa aldı. Bu programda düşün yağlı bitkisel kaynaklı
bir diyet, günlük 30dakikalık yürüyüşler ve 1 saatlik stres azaltıcı yoga,
streching (kas esnetmesi), nefes çalışması ve gevşeme tekniklerini kullandı. 1
yıl sonunda bu grubun kanları standart Amerikan diyeti yiyen hastaların kanına
göre 8 kat daha fazla kanser durdurucu etkiye sahip oldu. Yani bu programa uyan
hastalar yüzde 75 tümör büyümesini yavaşlatmış oldular. PSA değerlerinde de
düşüş oldu. Bu da erken seviye prostat kanseri ihtimalini düşürmek demek.
Bir başka çalışmada araştırmacılar standart Amerikan
diyetiyle beslenen bir kadının kanını alarak meme kanseri hücrelerinin üstüne
damlattılar. Kanser hücrelerinin gelişimini biraz durdurabildi. Sonra 12 gün
boyunca bitkisel beslenme ve günlük egzersiz rutini uygulattılar. Tekrar kanını
alarak kanser hücrelerine damlattıklarında kanseri durdurma becerisi sadece 12
günde yüzde 18’e kadar çıktı.
Neden
süt ürünleri yok? Çünkü süt ürünlerinde insülin benzeri büyüme
faktörü 1 (IGF-1) var. IGF-1 hayvansal protein yediğinizde karaciğer tarafından
üretilen bir büyüme hormonudur. IGF-1’in kanser büyümesiyle bağlantısı vardır.
Hayvansal ürünleri yemeyi durdurduğunuzda kanınızdaki kanseri destekleyen IGF-1
seviyesi büyük oranda düşer. Bunu mümkün
olan en düşük seviyede tutmaya çalışıyoruz. Süt ürünlerinde 60dan fazla hormon
var. İnek sütünün amacı ineğin yavrusunu aylar içinde 30 kilodan 250kg olacak
kadar büyütmek. İnek sütü bebek inek büyütme mamasıdır. Bunu kendi bedeninize
koymak istemezsiniz. Kilo almayı ve kanser büyümesini destekler. Süt, peynir,
tereyağ, yoğurt ve kefiri kesin.
Hayvansal ürünleri kullanmamanız için bir başka sebep de
bir aminoasit olan metionin. Kolon, yumurtalık, meme kanserleri, lösemi ve
diğerlerinin hepsi canlı kalabilmek için metionine ihtiyaç duyarlar. Metionin
olmadan ölürler. 1974’te bir araştırma ile en yüksek metioninin hayvansal
yiyeceklerde bulunduğu ortaya çıktı. Fasulyegiller bitkiler arasında en yüksek
metionin oranına sahip. Süt, yumurta ve kırmızı etin hepsi fasulyegillerden iki
kat fazla metionine sahip. Tavuk ve balık fasulyegillerden 5-7 kat daha fazla
metionine sahip. Sebzeler, kuruyemişler ve tahıllar çok düşük fasulyegillerin
yarısından çok daha az metionine sahipler.
Meyvenin ise nerdeyse sıfır metionin oranı var.
Hayvansal ürünler yüksek metionine sahip ve bedeninizdeki
IGF-1 seviyesini artırıyor.
Benim anti-kanser diyetimin iki önemli özelliği var:
İlki bedenime yük olan ve kanseri destekleyen her türlü
insan yapımı, işlenmiş yiyeceği elimine etmek.
İkincisi yoğun besin değerine sahip topraktan gelen
yiyeceklerle bedenimi gerçek manada doyurmak. Böylece bedenimin tamir etme,
regenerasyon ve detoks becerisini desteklemek. Ben kendimi vitamin, mineral,
enzim, antioksidan ve binlerce hayati besin parçacığıyla beslemek istedim.
Amerikalıların 1/3’ünden azı her gün 2 porsiyon meyve ve 3
porsiyon sebze tüketiyor. Ben de kanser olmadan önce iyi günlerimde 1-2
porsiyon meyve ve sebze yerken, bunu 15-20 porsiyona çıkardım. Günlük meyve ve
sebze tüketiminizi bu kadar artırırsanız düşünün içinizde neler olacaktır?
Bunu başarmanın ilk yolu: Juicing (sebze ve meyvenin suyunu sıkmak)
Yiyecek yediğinizde ağzınızda dişleriniz parçalayarak
suyunu çıkarıyor. Yiyeceklerin suyu barsaklardan emilerek kanda dolaşır ve
dokulara besin olarak taşınır. Katı posası lif olarak sindirim sisteminde
ilerler ve atılır. Ne kadar iyi çiğnerseniz besindeki maddeleri o kadar iyi
emersiniz. Juicing ise yiyeceklerdeki besin maddelerinin yüzde 90’ını ortaya
çıkarır. Bu dişinizle yapabileceğinizin
3 katı fazladır. Juicing oturup çiğnemeye gerek kalmadan çok muazzam oranda
besin maddelerini yiyeceklerden çıkarır.
Böylece her gün 10 kilo yiyecek çiğnemek zorunda kalmazsınız.
Ben her gün sabah ilk iş olarak 64oz (1892ml) sebze suyu
yapıp gün boyunca içiyordum. Bu 8 adet 8oz (236ml) porsiyon demek. Benim için
uygun olanı hepsini tek seferde günlük olarak sıkmaktı. Sebze suyu buzdolabında
birkaç güne kadar taze saklanabiliyor.
Juicing özellikle yüksek seviye kanser hastalarının enerjileri
çok düşük olduğu için önemli bir vitamin ve mineral kaynağı. Sebze suyu çok
hızlı emilir, çiğnemeye ve sindirmeye fazla enerji harcanmaz. Direk kana
karışır ve hücrelerinize gerekli enzim, vitamin, mineral, hayati besin
maddelerini iletir.
2004’deki
temel juice formülüm: havuç, kereviz, pancar ve zencefil
köküydü.
Havuçta
yüksek vitamin A, alfa karoten, beta karoten bulunur. Bir porsiyon 236mllik
havuç suyunda 45000iu vitamin A bulunur. Vitamin A karaciğer için iyidir ve
karaciğer detoksunu sağlar. Ama vitamin A’yı sentetik formunda önermiyorum. Bir
araştırmada sentetik vitamin A’yı kanser hastalarına verdiler ve hastalar daha
kötüleşti. O yüzden havuç gibi tam bir besinden gelmelidir. Havuçta yüksek
oranda vitamin B6, E, K, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, falavonoidler,
karotenoidler, likopen ve lutein bulunur. Hepsi bir arada kanser hücrelerinin
büyümesini engeller ve bağışıklık sisteminizi güçlendirirler. Karotenoidler ve
vitamin A’nın kansere yol açan virüsler, kimyasallar ve radyasyona karşı
kuvvetli bir koruması vardır. Havuçta
ayrıca falkarinol adında antibakteriyel, antifungal, anti-inflamatuar,
bağışıklık güçlendirici, anti-kanser özelliği gösteren bir madde vardır. Bu
madde özellikle lösemi ve kolon kanserinde etkilidir. Falkarinol ayrıca
kereviz, yabani havuç, maydanoz, kişniş ve ginsengde bulunur.
Pancar
yüksek antioksidan değerine sahiptor, karotenoidler, likopen ve vitamin A
yönünden zengindir. Proantosiyanidin (kırmızı rengi veren yüksek etkili
antioksidan) ve betain (anti-inflamatuar)de bulunur. Pancar iyi bir vitamin C,
folat, manganez ve potasyum kaynağıdır. Kan basıncını düşürür ve atletik
performansı yükseltir.
Sakın şekeri yüksek olduğu için havuç ve pancardan
çekinmeyin. Bunlar yüksek besin maddeli bedeninize kesinlikle almanız gereken anti-kanser yiyecekleridir.
Kereviz
falkarinol, vitamin A, C, K, kalsiyum, potasyum, magnezyum ve değerli oranda
diğer anti-kanser flavonoidlerinden anjiogenik (tümörlerde yeni damar oluşumunu
önleyen) apigenin ve luteolin içerir. Araştırmalara göre apigenin kanser
hücrelerini tekrar normale dönüştürür ve diğer hücreler gibi ölmelerine yol
açar. Apigenin kemoterapi ilaçlarına karşı kanser hücrelerinin hassasiyetini
artırır. Böylece kemo seçilirse, kereviz tüketerek daha fazla kanser hücresinin
ölmesi sağlanabilir. Organik kerevizi endüstriyel olanı çok ağır pestisitlerle
ilaçlandığı için tercih edilmelidir.
Biraz da şeker ve kanserle ilgili konuşalım. Evet şeker
kanseri besler. Ancak bedeninizdeki her hücre şekerden beslenir, evet şekere ihtiyacınız
var, ama sebze ve meyvelerden gelen doğal şekere! Ayrıştırılmış, rafine beyaz
şeker ve mısır şurubu toksik, yapay ve sağlıksızdır. Havuç ve pancarın
içerdikleri tüm anti-kanser besin maddelerinin faydası içerdiği şekerin kanser
hücrelerini besleme ihtimalinin çok üstündedir. Dr. Max Gerson (www.gerson.org) ve Dr. Rudolf Breuss (https://www.amazon.com/Breuss-Cancer-Cure-Rudolf/dp/0920470564) tarafından geliştirilmiş ünlü anti-kanser
beslenmesi protokolünün yapı taşı havuç ve pancardır. Yani havuç ve pancar
yiyerek kanser olmadınız! Juicing için markette sıkılmış pastörize edilmiş kaç
günlük olduğu bilinmeyen sebze suları işe yaramaz, taze olması gerekir.
Organik
ürünler aldığınızdan emin olun.
Endüstriyel tarım ürünlerinde pestisit, fungisit, herbisit
ve kimyasal gübre artıkları bulunur. Bunların hepsi toksiktir. Zaten toksik
yükümüzü hafifletmeye çalışıyoruz. Eğer organik ürün almaya gücünüz yetmiyorsa
endüstriyel ürünleri alın. Hiç sebze ve meyve yememekten kesinlikle daha
iyidir.
Zencefil kökü
kuvvetli bir antioksidan, anti-inflamatuar olup, tümörleri küçültür ve
tümörlere giden kan damarlarının oluşumunu bloklar. Zencefil zerdeçalın
kuzenidir. Aynı etkileri gösterir ve sebze sularınıza ekleyebilirsiniz. Bunları
sevmeseniz de ufak ufak alıştırarak içmeye çalışmalısınız.
Square One Juice Formülü:
-3-5 havuç
-1-2 kereviz sağı
-1-2 pancar yaprağı
-1 dilim zencefil kökü
-Dayanabildiğiniz miktarda zerdeçal
-¼ kabuğu soyulmuş limon veya yeşil limon
-½ elma
-1 diş sarımsak
Yapraklı yeşil sebzeleri bu juice içine fazla su
çıkarmadıkları için koymadım. Onları daha çok salatalarda veya smoothie olarak
tükettim.
Gerson terapisinde yeşil yapraklı sebzelerin de suyu
sıkılıyor. Norwalk (https://www.norwalkjuicers.com/more-than-a-juicer/)
, omegajuicer (http://www.omega-turkiye.com
) gibi bazı makinalar daha iyi bu konuda. Ben 300usdlık bir Champion Juicer (https://championjuicer.com ) kullandım.
Kök sebzeler için harika ancak yeşil yapraklılar konusunda iyi değil. Norwalk
juicer bu konuda en iyisidir. Parçalar ve bastırarak suyunu çıkarır. Fakat çok
pahallıdır. 2500usd bir Norwalk’a vermek yerine Champion’da parçalayıp,
posasını Samson Juice Press (https://www.amazon.com/Welles-Peoples-Juice-Samson-Brands/dp/B001ACDLX0)
ile tekrar bastırarak suyunu çıkarabilirsiniz. Champion ve JuicePress birlikte
kullanılarak yarım kilo havuçta Norwalk’tan 60ml daha fazla su çıkarıyor. İkisi
birlikte yaklaşık 700Usd tutuyor.
2004’te sebze suyumu sıkarken bunu bilmediğim için sadece
Champion Juicer makinamı kullandım. Her gün, kalkınca 64oz (1892ml) havuç suyu
yaptım. Suyunu sıkıp makinayı temizlemek yaklaşık bir saatimi aldı. Erken
kalkıp bunu öncelikle yapmalısınız. Havuç suyunu cam kavanozlarda buzdolabında
taze olarak sakladım. Gittiğim yerlere yanımda götürdüm. Yaklaşık her saat başı
ilaç niyetine 8ozluk (236ml) bir porsiyon havuç suyu içmelisiniz. Gerson
terapide günde 13 bardak su içiliyor. Ben sadece 8 yaptım. Çok fazla havuç suyu
sizi turuncuya döndürebilir. Ben de başımdan ayak parmağıma kadar turuncuydum.
Kullanabileceğinizden fazla betakaroten aldığınızda bedeniniz bunu cildinizde
depolar.
Havuç ve pancarı azalttığınızda bu da kaybolur. Gözleriniz
sarıya dönerse karaciğeriniz hasta demektir. Yani sadece deriniz
turunculaşacak, problem değil.
İyi bir ortalama juicer için Breville, Omega, Green Star
gibi makinalara 300usd civarı harcamanız gerekir. 100usd civarındaki ucuz
juicerların en iyisi tüketici raporlarına göre Juiceman JM8000 dir. (https://www.amazon.com/Juiceman-JM8000S-Juice-Extractor-Stainless/dp/B00C7EO6QQ)
Ayrıca kullanılmış 2.el juicer da alabilirsiniz. Ya da bir arkadaşınızdan
kullanmadığı makinayı ödünç isteyebilirsiniz.
Gerson Havuç Elma Juice:
-Eşit miktarda havuç ve yeşil elma
-3 büyük havuç 1 elma eder
Gerson Yeşil Juice formülü:
-1/4 ila ½ baş kırmızı, yeşil romaine marulu
-2-3 yaprak hindiba
-2-3 yaprak pancar
-5-6 yaprak su teresi
-2-3 yaprak kırmızı lahana
-¼ yeşil dolmalık biber
-1-3 yaprak pazı
-1 Granny Smith elma (Gerson çekirdekleri çıkarın diyor ama
ben eklemeyi seviyorum)
Breuss Juice Formülü:
-1 pancar
-1 havuç
-1 kereviz sapı
-½ patates
-1 turp
Şimdi size tam 4 tane formül verdim. Bunları dönüşümlü
yapın. Hepsi harikadır. Kendi karışımlarınızı yaratabilirsiniz. Bazı günler
sadece havuç suyu bile içtim. Şahaneydi. Birkaç tanıdığım kişi sadece havuç
suyu içerek kanserlerini yendiler. www.Chrisbeatcancer.com
daki arama bölümüne “Carrot Juice” (havuç suyu) yazarak okuyabilirsiniz. Sitemde
röportajı olan arkadaşım Ann Cameron (https://www.chrisbeatcancer.com/ann-cameron-cured-her-cancer-with-carrot-juice/) günde 40oz havuç suyu içerek 4. Seviye kanserini
diyetini hiç değiştirmeden, hiçbir ek gıda takviyesi almadan 8 ayda yendi. Havuç
suyu kesin yaptı diyemem ancak sonuçlar havuç suyunun anti-kanser potansiyelin
gösteriyor.
Günde 1 bardak sebze suyu içmek elbette yeterli değil,
bedeninize sebze suyu yüklemesi yapmanız gerekiyor. Eğer hiçbir şey
yapamıyorsanız sadece günde 40oz (1182ml) organik havuç suyu için.
Juicelara ek olarak kendime dev bir anti-kanser salatası
yaptım. Bunu her gün öğle ve akşam yemeğinde yedim. Basit tutacaksınız. Ne
yiyeceğinizi düşünmeden, basitçe her gün aynı şeyi yiyeceksiniz, bir sürü juice
içeceksiniz.
Bir araştırmada en iyi 10 anti-kanser sebzesi bulunmuş.
Buna göre en güçlü anti-kanser sebzesi sarımsak. Kanser büyümesini beyin, meme,
pankreas, akciğer, prostat, çocuk beyin kanseri ve mide kanserlerinde tamamen
durdurduğu gözlemlenmiş. Aynı araştırmadaki en önemli ikinci anti-kanser
sebzesi ise pırasa. Her ikisi de soğangillerden. İkinci tip anti-kanser
sebzeleri ise turpgillerden brokoli, brüksel lahanası, karnabahar, kale
(karalahana türü), lahana, wasabi. Son iki en yüksek anti-kanser özelliği
gösteren sebze ise ıspanak ve pancar. Hepsini her gün yemek anlamlı değil mi?
Ben başından itibaren her gün yüzde 100 çiğ ve organik
beslenmeye başladım. Başta bir sürü çiğ beslenme yemek kitabı aldım, ancak
bunlar çok fazla zaman gerektiriyordu ve az bir malzeme kullanılıyordu. Ben tüm
sebzelerimi her gün yemek istediğim için her gün öğlen ve akşama aynı dev
salatayı yaptım. Süreklilik için basit olması gerekiyordu. Batı tipi diyette en
çok kullanılan sebze patatestir. Sadece patates tüketerek bir yıldan fazla
sağlıklı yaşayabilirsiniz. Ancak kansere karşı bir özelliği yoktur.
Sadece tüm bu sebzeleri yiyerek normalde yüzde 1
anti-kanser özelliği gösteren batı diyetinizi yizde 100 anti-kanser etkisi
gösteren bir diyete dönüştürüyorsunuz.
Araştırmada ayrıca kuşkonmaz, yeşil fasulyeler ve turp da
anti-kanser özelliği hafife alınmayacak olarak bulunmuş.
Dev anti-kanser salatası:
Büyük bir kase
-Yeşillikler: kale, ıspanak, pazı, su teresi, roka
-Brokoli ve brokoli filizleri
-Karnabahar
-Kırmızı lahana
-Kırmızı soğan dilimleri
-Kırmızı, sarı ve yeşil kapya biber
-Badem, ceviz gibi kuruyemişler
-Filizlenmiş mercimek, nohut ve maç fasulyesi gibi
bakliyatlar
-Avokado
-Mantar
-Fermente yiyecekler (sauerkraut beyaz lahana turşusu,
kimchi)
-Elma sirkesi, limon suyu
-Yağ (1 kaşık soğuk sıkım extra virgin zeytinyağı, keten
tohumu yağı)
-Anti-kanser baharatlar (kekik, sarımsak tozu,
zerdeçal/köri tozu, kırmızı acı biber, karabiber, Bragg organik baharat tozu https://www.amazon.com/Bragg-Organic-Sprinkle-Seasoning-Ounces/dp/B000E5GFQE
)
Bu dev salatayı yemek zamanınızı alacak, fakat bunu sevmeyi
öğreneceksiniz ve sizi doyuracak. Salata sevmeseniz bile 1-2 haftada tat alma
duyunuz değişecek, hatta salatayı aşereceksiniz ve ona bayılacaksınız.
Fasulyelerde önemli anti-kanser maddeleri var. Bunlardan
biri IP6. Fasulyeleri filizlendirmek enzimleri aktive ederek daha fazla besin
maddelerinin açığa çıkmasını sağlar. Fasulyeleri filizlendirmeden de
tüketebilirsiniz. Ancak filizlendirmek bir cam kavanoz ve tohum ile çok
kolaydır.
Bir süper değerli besin de brokoli filizidir. Brokoliden
çok daha fazla besin maddesi içerir. Turpgillerde indol-3-karbinol adında
bağışıklık güçlendiren bir madde vardır. Brokoliyi çiğnediğinizde karaciğerinizi
detokslayan sülforafan açığa çıkar. Brokoli filizinde, olgunlaşmış brokoliye
göre yüzde 25 daha fazla sülforafan ve yüzde 100 daha fazla indol-3-karbinol
vardır. Brokoli tohumunu aktarlardan alabilirsiniz. Çok yüksek değerlere sahip
olduğundan günde 4 bardaktan fazla tüketmemelisiniz.
Mantarlar bağışıklık artırıcı ve iltihap giderici olup
günlük tüketilirse belirgin anti-kanser etki gösterirler. Özellikle meme
kanserlerinde. Her gün 1 bardak pişmiş beyaz düğme mantar yemek tükürükteki
IG-A (bağışıklık sistemi antikoru) miktarını yüzde 50 artırır.
Yeşil çay ve mantar tüketen Asyalı kadınlarda Amerikalı
kadınlara göre daha az meme kanseri gözlemlenmiştir. Mantarı çiğ yerine pişmiş
olarak tüketmek çiğ mantarda bulunan agaritin adlı toksini parçalar.
Fermente yiyecekler sindirim sistemine faydalı bakteriler
içerir. Geleneksel sauerkraut beyaz lahana turşusu, lahana, su ve tuz içerir.
Yapması çok kolaydır. Sauerkrauta alternatif kimchidir (baharatlı soğanlı,
sarımsaklı ve biberli sauerkrauta benzer geleneksel bir kore yemeği).
Elma sirkesinin pek çok şeye faydası olduğu söylenmektedir.
İyi bir probiyotik, potasyum ve enzim kaynağıdır.
İleri seviye kanser hastalarının yağı iyi metabolize
edemezler ve yağların gerçekte iyi olup olmadığı konusunda tartışmalar vardır.
Ben her gün salatama yağları ekledim ve bana ihtiyacım olan ekstra kaloriyi
sağladı. Biraz yağ sebzelerde bulunan yağda çözünen mineral ve vitaminlerin
emilmesini sağlar. Gerson terapisinde sadece keten tohumu yağı kullanılır.
Ancak zeytinyağı da anti-inflamatuardır.
Bu salatayı yemeyi her gün çok sevdim. Salatadaki her şey
bedeninize kanseri yenmenizi sağlayacak ve sizi yeniden yapılandıracak.
Blender Salatası (Salata smoothiesi):
Tüm salata malzemelerini biraz suyla birlikte blenderdan
geçirip sıvılaştırabilir ve içebilirsiniz.
İlk başta tadı garip gelebilir ama daha fazla elma sirkesi
ve limon suyu koyunca tadı daha iyi oluyor. Tadı güzel olsun diye içmiyorsunuz
zaten. Burnunuzu kapayıp içmeniz bile gerekse sadece için. Kendiniz için bunu
yapın. Blenderdan geçmiş bu salatayı biraz ocakta ısıtıp çorba gibi de
içebilirsiniz. Başta çiğ sebzeleri sindirmede sorun yaşarsanız tamamen
pişirebilirsiniz de.
Eğer dev bir salata yemek sizde gaz ve şişkinliğe yol
açıyorsa bunun sebebi incebarsak bakterisi fazla büyümesi olabilir. Yüksek
lifli sebzelerle beslenince başta vücudunuzda bunları sindirecek bakteriler
olmadığı için bedeniniz tepki verir. İyi barsak bakterileriniz kemo,
antibiyotik ve ilaçlardan etkilenmiş ve çok azalmış olabilir. Ancak sadece
birkaç haftalık bitkisel beslenme ile barsaklarınız iyileşmeye başlayacak ve
bakteri seviyeniz tekrar yükselecek.
Gaz problem değil ancak çiğ beslenmeye geçince acılı
kramplar yaşarsanız salatayı sıvılaştırıp, çorba gibi pişirmeniz gerekir.
Pişirmek yiyecekleri parçalar ve sindirimini kolaylaştırır. Pişirmek besin
değerini düşürmez. Ayrıca sindirim enzimi olarak salatayla birlikte HCl
takviyesi almak sindirime yardımcı olabilir.
Kanserle
savaşan sebzeleri her gün bedeninize almanın 3 yolu:
-Dev anti-kanser salatası
-Salata smoothie
-Çorba gibi pişmiş salata smoothie
Baharatlar:
Zencefil gibi zerdeçal
en kuvvetli anti-kanser baharatıdır. İçerisinde kurkumin bulunur. Kurkumin kemik, meme, beyin, kolon,
karaciğer, pankreas, mide, mesane, böbrek, prostat, yumurtalık, kanserlerinin, melanoma ve löseminin
büyümesini durdurmasıyla bilinir. Tüm seviyelerdeki kanserleri durdurabilir.
Kurkumin hücre mutasyonunu, tümör büyümesini, metastasları bloklar, direk
kanser hücrelerini öldürürken sağlıklı hücrelere dokunmaz.
Ben içinde kurkumin, kişniş ve diğer baharatlar olan organik
köri tozu ya da zerdeçalı 1 yemek kaşığı kadar tüm salatalarıma, pişmiş
sebzelerime ve meyve smoothilerime koyuyorum. Karabiber zerdeçalın beden
tarafından emilimini 2000 kat artırıyor. O yüzden yerken zerdeçalın üzerine
biraz da karabiber ekleyin.
Kekik
(oregano)’yu tüm salatalarıma koyuyorum. Kekik kuvvetli bir antioksidan,
antimikrobiyal olup 1 tatlı kaşığında 2 bardak kırmızı üzüm kadar antioksidan
vardır. Ayrıca anti-kanser flavanoid olan quercetin içerir. İyi bir vitamin K
ve demir kaynağıdır.
Salatamda sarımsak
da var. Zerdeçal ile birlikte harikalar. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) her
yetişkinin günde 1 diş sarımsak yemesini öneriyor. Ben eğer iyi olmak
istiyorsanız en az günde 3 diş sarımsak öneriyorum. 1 diş sarımsağı alıp ince
çentin ya da ezin, sonra su veya sebze suyuyla birlikte günde 3 defa yutun. Son
zamanlarda siyah sarımsağın beyaz sarımsaktan daha kuvvetli olduğu bulundu. Onu
da araştırabilirsiniz. Evet sarımsak çok tükettiğiniz için çok fena
kokacaksınız ancak bunu etrafınızdakilere önceden anti-kanser diyetinizin bir
parçası olduğu şeklinde açıklamanızda fayda var.
Kırmızı
pul biber (cayenne pepper) anti-kanser maddesi olan bibere acılık
veren capcaicin içerir. Capsaicin kanser hücrelerine ölmelerini söyler. Ne
kadar acıysa o kadar iyidir.
Kimyon da
anti-kanser için iyi bir baharattır. Benim doktorum her gün anti-kanser maddesi
salisilik asit içerdiği için bir bebek aspirin almamı önermişti. Ben almadım.
Meyve ve sebzelerde de salisilik asit bulunur. Bunlardan en yükseği kimyondur.
Günde 1 çay kaşığı kimyon, 1 bebek aspirinine eşittir.
Kurşun ve diğer
toksinleri barındırabileceği için tüm baharatlarınızı organik olarak
seçmelisiniz.
*******************************************************************
Modül 4 – Anti-Kanser Diyeti Bölüm 2
Araştırmacılar karaciğer kanseri hücreleri üzerine 11 bilindik meyvenin suyunu damlatıyorlar. Muz ve greyfurt hücre büyümesini yüzde 40 kesiyor. Onların yarısı kadar bir doz kullanarak kırmızı üzüm, çilek ve elma yüzde 50 durduruyor. Kanser hücrelerinin büyümesini durdurmada en etkilisi ise ekşi meyvelerden limon ve cranberry, hem de çok daha düşük bir dozda kullanılmasına rağmen. Tek başına cranberry kanser büyümesini yüzde 85 durduruyor, hem de elmanın 1/3 dozuna.
Cranberry alırken organik almalısınız. Kurutulmuş olanlara şeker ve yağ eklenmiş oluyor. En iyi çözüm organik dondurularak kurutulmuş cranberry almanız ve smoothienize eklemeniz. https://www.amazon.com/Organic-Freeze-Dried-Cranberry-Powder-Lb/dp/B00GMU200A
Anti-Kanser Yeşil limonata:
-1 organik limon
-4 organik granny smith elma
Meyve suyu sıkacağınızda sıkın. Kabuklarını soyup
çekirdeklerini çıkarmanız gerekmiyor. Bunlarda da anti-kanser maddeleri var.
Üzüm tarzı küçük sulu, taneli ve kabuksuz meyveler
(berries) en güçlü anti-kanser gücüne sahip. Aynı zamanda bağışıklık sistemini
güçlendiriyorlar. Bu meyveleri donmuş olarak ya da taze ve organik olarak her
gün yemelisiniz.
2004 Smoothie:
-2 bardak donmuş organik berry
-1 muz
-Genç hindistancevizinin eti ve suyu
Hepsini blenderdan geçirin. Eğer hindistancevizi yoksa bir
avuç dolusu badem ve cevizi biraz suyla blenderdan geçirin. Bu da size
smoothieniz için süt bazı verecektir.
2 bardak berry, 1 muz ve hindistancevizi ya da kuruyemiş
sütü kullanarak kendinize atıştırmalık boy bir smoothie yapabilirsiniz.
Öğün yerine geçecek dev bir smoothie yapmak isterseniz:
Dev Smoothie:
-3-4 bardak donmuş berry
-Bir avuç dolusu badem ve ceviz
-1-2 muz veya 5-10 hurma
-Birkaç avuç dolusu ıspanak veya kale
Smoothie ekstraları:
-2-8 oz Stockton Aloe Vera Gel
-1-2 yemek kaşığı keten tohumu, kenevir veya chia tohumu
-Goji, acai, mangosteen
-Moringa
-Matcha yeşil çay tozu
-Brokoli, karnabahar
Topraktan gelen tam
ve bütün yiyecekleri koyduğunuz sürece istediklerimizi ekleyebilirsiniz. Bunu
kahvaltı olarak içebilirsiniz.
Bir başka kahvaltı da yulaftır. Gerson terapi hastaları her
sabah yulaf yerler. Organik olmasına dikkat ederek değişik formlarda yulaf
yiyebilirsiniz. Üzerine blueberry, blackberry, raspberry, kayısı, incir, üzüm,
muz ekleyerek yiyebilirsiniz. Tarçın ekleyerek antioksidan özelliğini artırın.
Ayrıca keten tohumu, chia, kenevir tohumu, kabak çekirdeği, badem, ceviz de
daha fazla kalori için ekleyebilirsiniz. Eğer meyveniz yoksa hurma şekeri veya
pekmez ile tatlandırabilirsiniz. Pekmez demir, potasyum gibi minerallerden çok
zengindir.
Bir başka zengin meyve de amladır. Bektaşi üzümü
(gooseberry) olarak geçer. Yüzyıllardır Hindistanda ayurveda da kullanılır.
Dünyadaki herhangi bir meyveden daha fazla antioksidan bulundurur. Yaklaşık
blueberryden 200kat fazla antioksidan değeri vardır. Amla ikinci en yüksek
Vitamin C konsantrasyonuna sahiptir. En fazla vitamin C olan meyve kamu kamu
(Camu camu) meyvesidir. Bedenimiz radyasyon, çevresel toksik kimyasallara maruz
kaldığımızda ve hücre reaksiyonları sonucunda serbest radikaller üretir.
Serbest radikaller başka hücrelere zarar verebilir ve kanesr hücrelerinin
mutasyonuna yol açabilir. Kanserli tümörler de bedende serbest radikal üretir.
Kemo ve radyasyon terapisi ve mega dozlarda serbest radikal üretir, ve bu da
bedendeki antioksidanları hızla tüketir. Antioksidanlar bu serbest radikalleri
yokeder. Kanser hastalarının vitamin C’ye ihtiyacı vardır.
Bir araştırmada amla meyvesi mevcut pek çok kanser türünü
öldürmüş, çoğalmalarını yüzde 50 azaltmış, yayılmalarını durdurmuş. Bir başka
araştırmada ¾ çay kaşığı amla tozunun diyabet hastalarında yüksek kan şekerini
düşürmek için kullandıkları Glyburide ilacından daha etkili olduğu bulunmuş. Ayrıca
kötü kolesterole de iyi gelmektedir. Amla tozunu günde çeyrek çay kaşığından
başlayarak günde 3 kez su, sebze suyu ya da smoothiede tüketin.
Günlük Anti-kanser Rutinim:
-Güne 16-21oz (470ml-620ml) filtre su içerek başlıyorum. Su
hidrasyon sağlar ve barsakları çalıştırmaya başlar. Suyuma amla, moringa,
yeşillik tozları, limon suyu eklerim. Genelde yeşil çay ya da hibiskus çayını
geceden suda bekletirim.
-Sırada 10-20dklık sabah egzersizim var. Yürüme, jogging,
bisiklete binmek, trambolinde zıplamak, yoga, şınav çekmek, egzersiz dvdsi ne
yaparsanız. Kanınızı pompalamaya başlayın, lenf sistemini harekete geçirin.
Biraz terleyin. Duş alın.
-30dakika kendinizi olumlamalar yaptığınız, dua ettiğiniz,
dini okumalar yaptığınız ruhani bir zaman ayırın.
-Sonra günlük 64oz (1892ml) sebze suyumu hazırlarım. 8
porsiyon 8 oz (236ml) olarak gün boyunca içerim.
-Çoğu zaman kahvaltıyı atlayarak sebze suyuyla günüme
başlarım.
-Daha sonra öğleden önce yeşil elma, greyfurt gibi ekşi bir
meyve yerim. Meyve tatlı diye çekinmeyin. Meyve harikadır. Ananas, kavun,
karpuz, portakal, kiwi ne bulursanız keyifle yiyin. Çok fazla meyve yemekten
kanser olmadınız. Kahvaltıda daha fazla kaloriye ihtiyacınız varsa organik
yulaf yiyin.
-Öğlen yemeğinde dev sebze salatası var.
-Meyve smoothiesi harika bir öğleden sonrası
atıştırmalığıdır. Kahvaltı yerine de geçebilir.
Kanseriniz varsa her günü iki dev salata yemeniz çok
faydalı olacaktır. Öğünler arasında acıkırsanız o zaman daha fazla miktarda
yemeniz gerek demektir. Arada badem, ceviz, bir elma, bir kaç portakal, birkaç
hurma veya incir tüketebilirsiniz. Meyvedeki şekerden çekinmeyin, meyve iyidir.
-Her öğlen ve akşam yemeği 15-20dk öncesinde ufak terletmeyen
bir egzersiz sıkıştırın. Trambolinde yaylanma, yürüme, jogging, yoga vb.
rutininize ekleyin.
-Akşam yemeğinden önce veya sonra, yada hem önce hem
sonrasında hareket edin. Akşam yemeği de dev bir salata.
Ben ilk 90 günlük protokolüm boyunca yüzde 100 çiğ meyve ve
sebze tükettim. Bunu sularını sıkarak, dev salatalar yiyerek ve meyve
smoothieleri içerek yaptım.
Eğer kilo fazlanız varsa çiğ beslenme diyetiyle kilo
verirsiniz. Kilo fazlanız varsa yağlar yüksek kalorili olduğu için minimum
tutmalısınız. Eğer kilonuz azsa ilk 90 günden sonra benim gibi pişmiş sebzeleri
diyetinize katabilirsiniz. Yüzde 100 çiğ kalamasanız bile yüzde 100 bitkisel
kalmalısınız.
Eklediğim pişmiş sebzeler tatlı patates, esmer pirinç,
kinoa, mercimek. Sonra daha yüksek antioksidan seviyesi olan siyah pirinç ve
kırmızı pirinci keşfettim. Tüm fasulyeler harikadır. Kızartma ve yağda
pişirmeden haşlayarak ya da buharda hangi sebzeyi isterseniz tüketebilirsiniz. Fırında
pişirmek de uygun.
Diyetisyenim diyetime yabani yakalanmış Alaska Somon balığı
etini ya da organik kuzu etini haftada birkaç porsiyon olarak eklememi önerdi.
Dünyada en sağlıklı yerel popülasyonların hepsi yüzde 95 oranında bitkisel bir
diyetle besleniyorlar. Sadece yüzde 5 hayvansal protein yiyorlar.
Kilo vermek istiyorsanız:
-Sabah sebze suyunuzu sıkın
-Öğlen ve akşam için dev salatalar yiyin
-Meyve veya meyve smoothiesi atıştırın
Kilo almak istiyorsanız:
-Kahvaltıda yulaf yiyin
-Öğlen yemeğinde dev salata yiyin
-meyve smoothiesi atıştırın
-Akşam yemeği olarak
dev bir salata ve pirinç, fasulye, mercimek, tatlı patates gibi pişmiş sebzeler
yiyin.
Her gün 15-20 porsiyon sebze ve meyve yiyerek bedeninize
yüksek dozda besin verirsiniz.
Belki bir sürü tedavi denediniz ama hiçbir şey denemek için
geç değildir.
Hayvansal proteini, et, süt, hayvandan gelen herhangi bir
parça tüketmeyi ilk iyileşme fazı olan 90 gün boyunca durumunuza göre belki
birkaç yıl boyunca modül 3de anlattığım sebeplerden dolayı önermiyorum… Haftada
birkaç porsiyon hayvansal protein tüketirken, bunda eti seçecek olursanız organik,
doğal yetiştirilmiş olmalıdır. Denizdeki radyoaktif atıkların birikimi olduğu
için kabuklu deniz canlıları tüketmemelisiniz. Besin zincirinde yukarıda olan
balıkları yediğinizde civa, radyoaktif atıklar ve ağır metaller daha fazla
balık etinde birikir. Ton balığından yüksek oranda civa bulunur. 2011 Fukushima
nükleer santralinden 300ton nükleer atık deniz suyuna karışmış. Japonya,
Kaliforniya arasında göç eden bu tunalarda 10 kat daha fazla radyoaktif madde
bulunmuş. Fukushima sonrasında hava, su ve sütte 10 kat daha fazla radyoaktif
iyot bulunmuş. Karides, yengeç ve ıstakozda da yüksek radyoaktif elementler
bulunur. Bir araştırmada salmonella ve e-koli organik hindi kıymasında
bulunmuş. Diğer bir şey, amerikada satılan antibiyotiklerin yüzde 80’i yiyecek
amaçlı yetiştirilen hayvanlarda kullanılıyor. Her yıl yaklaşık 15 milyon kg
antibiyotik kullanılıyor. Bu insanlarda kullanılanın 4 katı. Tüm bunlardan
kurtulmak için fabrikasyon üretim yapan çiftlik hayvanı etini tüketmeyin. Kıyma
yapılmış ette yüksek oranda bakteri bulunur ve pişse bile bakteriler toksin
salgılamaya devam eder ve bu da ani bir iltihap yaratır.
Et tüketecekseniz, yaylada otlayan, organik yetiştirilmiş
bildiğiniz hayvanların etini tercih etmelisiniz. Kıyma, az pişmiş et bakteriler
açısından tehlikeli olduğu için tüketmemelisiniz. Fazla pişmiş ette de kansere
yol açan maddeler oluşur, tüketmemelisiniz. Barbeküden uzak durun. Eti
pişirmeden önce soğan, sarımsak, ot ve baharatlarla marine etmek kansere yol
açan maddeleri azaltır. Haftada bir iki porsiyondan fazla yemeyin. Eti ne kadar
çok tüketirseniz o kadar fazla hastalık riskiniz olur. Kanseriniz varsa
hayvansal ürünleri yemeyi durdurun. Kanseri önlemek istiyorsanız daha az et
yiyin. Haftada birkaç kere veya daha az iyi bir miktardır.
*******************************************************************
Modül 5 – Bedeninizi ve Çevrenizi nasıl
detokslayacaksınız?
Chris bu modülde bedeninizi bitkisel gıdalarla temizlemeyi
anlatıyor. Ayrıca evinizde ve bedeninizin etkileşimde bulunduğu tüm ortamlarda
kimyasallardan arınmanın yollarını anlatıyor. Bu konuda Türkçe kitap olarak benim
yazdığım “Doğal Annelik Yolunda” (http://www.dr.com.tr/Kitap/Dogal-Annelik-Yolunda-Dogum-ve-Hamilelik/Egitim-Basvuru/Aile-Cocuk/urunno=0001729866001)
kitabımdaki detoks kısmını okuyabilirsiniz. Ayrıca “Ekolojik Yaşam Rehberi” ve
çeşitli başka kitapları da inceleyebilirsiniz.
*******************************************************************
Modül 6 – Stresi nasıl yokedeceksiniz ve kalbinizi
nasıl şifalandıracaksınız
Chris bu bölümde strese yol açan ilişkilerden uzak durmayı,
strese yol açan işinize bir süreliğine ara vermenizi veya stres bitmiyorsa
işinizi değiştirmenizi öneriyor. Sonuçta ilk önce kendi sağlığınıza yatırım
yapmanız her şeyden önemli diyor. İş, başarı sonra halledilebilecek konular
arasında yer alıyor. Kalbinizi şifalandırmak için de mutlaka etrafınızdaki
kişileri ve en önemlisi başta kendinizi affetmenizi temenni ediyor. Bu konuda
hepimizin hasta olan ya da olmayan herkesin mutlaka çalışması gerekiyor. Siz de
tek başınıza yapamıyorsanız yardım isteyebilir, çeşitli uzmanlarla
görüşebilirsiniz. Bu konuda Duygu Şifresi (http://basakpirtini.blogspot.com.tr/p/duygu-sifresi-seans.html)
seansları ile kalbinizi ve bedeninizi şifalandıran çalışmalar yapabilirsiniz.
*******************************************************************
Modül 7 – Spiritüel şifalanma
Chris bu modülde şifalanmanın en önemli kısımlarından
birisinin de kendimizden büyük bir güce her şeyin iyi olacağına inanmak
olduğunu anlatıyor. Kendisinin kanseri yenmesinde ve şifalanma sürecinde büyük
güce teslim olduğunu ve inandığı dinden büyük ilhamlar aldığını anlatıyor.
*******************************************************************
MODÜL
8 – EGZERSİZ VE DİNLENME İLE İYİLEŞMEYİ AKTİVE ETMEK
EGZERSİZ:
Her gün hareket etmelisiniz. Yüksek masa, koşma bandına
monte edilmiş çalışma masaları gibi alternatifler bile var.
Marketteki park alanının en uzağına park edin, zorunlu
hareket edersiniz. Asansör yerine merdivenleri kullanın.
En iyi egzersizlerden biri ve lenf kanallarını açan şey
rebounding yani trambolinde zıplamaktır.
Tüm gün oturmak yeni uyuşturucu diye adlandırılıyor
doktorlarca. Çok aşırı yormayan güzel bir egzersiz her gün 30dk kadar
yapılmalı. Gün boyunca harekete devam edilecek. yoga, hafif koşma, yürüyüş
yemeklerden önce 15-20dk yapılabilir. Aşırı egzersiz yapmayın, iyileşme
sürecini kasları iyileştirmeye harcayacağı için yavaşlatır. Maraton, vücut
geliştirme gibi egzersizler yapmayın.
UYKU:
Gece 8-10 saat uyku için güneş battıktan en geç 2 saat
sonra uyumalısınız.
Melatonin en iyi vitamin C’den bile daha etkilidir.
Oda sıcaklığı serin olmalı. Çok sıcak ya da çok soğuk da
uyandırır. Sık sık uyanmak iyileşme sürecini yavaşlatır.
Perdeler tam karanlık olmalı. Dışarıdan ışık içeriye
girmemeli. Yatak odanız serin, sessiz ve karanlık bir mağara gibi olmalı. Karanlık
için uyku maskesi de takabilirsiniz.
Sabah kalkma saati güneş ışığıyla uyanmak en iyidir. Ancak
karanlıksa perdelerden dolayı o zaman sun light alarm yani güneş doğuşunu
taklit eden yavaşça ışığını kademeli artıran bir alarm saati almayı
düşünebilirsiniz.
Gün içinde ufak kestirmek gelirse içinizden 10-15 dk, hatta
2 saat her zaman yapın. Bedeninizi dinleyin.
DİNLENME:
Haftada bir gün dinlenin. Bedeninizin yenilenmesine, iyileşmesine izin verin. İnternete girmeyin, işe gitmeyin ailenizle
birlikte dinlenerek vakit geçirin.
*******************************
Bir
e-postasında Chris oldukça ilham verici bir video paylaşıyor.
Videoda
üniversiteler arası koşu yarışmasında bir atletin ayağının takılıp düştüğünü ve
yarışa nasıl devam ettiğini izleyebilirsiniz. Nasıl başladığınız önemli değil,
yol boyunca neler olduğu önemli… Ancak en önemlisi nasıl bitirdiğiniz. O yüzden
asla pes etmeyin. Bu klip o kadar güzel ki her sabah güne iyi başlamak için
izleyebilirsiniz. Ne zaman kötü hissederseniz tekrar izleyin.
*******************************************************************
MODÜL
9 – Kanseri tedavi eden bitkiler, çaylar
ve gıda takviyeleri
Kanserimi iyileştirirken hiçbir ilaç kullanmadım o yüzden
eğer bir ilaç kullanıyorsanız burada anlatılanların üstüne kendi araştırmanızı
yapmanızı öneririm. Bazı kullanılan takviyeler ilaçlarla birlikte yan etki
gösterebilir.
-Aloe Vera jeli
içmek bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Tümör oluşumunu durdurur. Stocton
Aloe iyi bir marka, donmuş olarka geliyor.
1-8 oz sağlıklıysanız, 24oz a kadar kanseriniz varsa
tüketebilirsiniz. www.aloe1.com
-Amla, indian
gooseberry: Dünyanın en yüksek antioksidan meyvesi. Organik toz amla olarak
alın. ¼ çaykaşığı su, juice veya smoothie ile günlük.
-Kayısı çekirdeği:
B17 içeriyor. 1-2 çekirdek her 5kg (10lbs) ağırlık için günlük olarak. 75kg
(150lbs) bir kişi güne 15-30 çekirdek tüketebilir. Bazı kanser hastaları bundan
çok çok daha fazla tüketiyor. Googleda bakarsanız bazı web siteleri sizi
çekirdek içinde bulunan siyanür ile korkutmaya çalışıyor. Fakat bundan çok
fazla yiyip ölen kimseyi duymadım.
Gelişmiş doz: 3-4 çekirdek her 5kg (10lbs) ağırlık için
günlük olarak. 75kg (150lbs) bir kişi güne 45-60 çekirdek tüketebilir.
Günde 5-6 çekirdek ile başlayıp yukarı doğru çıkmanızı
öneriyorum. Yemekle birlikte veya sonra yiyebilirsiniz. Farketmez. Çok acılar
tükürmek isteyeceksiniz. Sadece çiğneyip yutun. Bazıları meyve suyu ile
birlikte alıyorlar. Blenderdan geçirip smoothiye koyanlar da var. Ben tadına
alıştım. Sadece 7-10 tane günde alıyorum. Hepsini bir anda yerseniz karnınız
ağrıyabilir. O zaman ya aç karnına yemeyin, ya da azaltın. www.apricotpower.com (kapsül halinde de
var)
-Moringa:
Dünyadaki en besleyici yoğunluğa sahip bitkilerden biri. Havuçtan 10 kat daha
fazla Vitamin A, sütten 17 kat daha fazla kalsiyum, muzdan 15 kat daha fazla
potasyum, ıspanaktan 25 kat daha fazla demir, yoğurttan 9 kat daha fazla
protein içeriyor. Tüm başlıca aminoasitleri içeriyor, inanımlaz bir süper
yiyecek. Amazonda organik moringa tozu alıyorum. https://www.amazon.com/Organic-Veda-Certified-Moringa-Powder/dp/B009KBG8X8
½ çaykaşığı su, juice, smoothielere ekliyorum. Çorbalara da
koyabilirsiniz. Ben her sabah suyuma moringa, sebze tozu ve ¼ çaykaşığı amla
ekleyerek içiyorum.
-Yeşillik tozu:
Yeşilliklerin ve yeşil tahıl filizlerinin suyunun sıkılıp sonrasında
kurutularak toz haline getirilmiş hali. Barley greens, Barley max, Garden of
life perfect food… https://www.amazon.com/Garden-Life-Perfect-Organic-Green/dp/B00H4I268U
Bunlar arasında dönüşümlü olarak kullandım. Her sabah havuç
suyunun yanında sebze sularımı sıkmak yerine bir kaşık sebze tozu koymak daha
kolay geliyordu.
-Beta Glucan:
Arpa, yulaf, mantar ve mayada bulunan bir polisakariddir. Üzerine 14bin
araştırma PubMed’de bulunmaktadır. Virüs, bakteri ve kanser hücresi gibi
istilacılara karşı bağışıklık sisteminizi uyarır. Her gün 500mg 25kg (50lbs) vücut ağırlığı
için alınabilir. 75 kg (150lbs) bir kişi günde 3 adet almalıdır. Bu maksimum
etkili dozdur. Transfer Point Beta-1 3D Glucan markası www.betterwayhealth.com
-Çörek otu tohumu
yağı: İçeriğinde 100’den fazla madde bulunur. Aminoasitler, esansiyel
yağlar, beta karoten, kalsiyum, demir, potasyum ve yüksek antioksidan değerli
thymoquinone (TQ). Bağışıklık sistemini uyarır. Çörek otu tohumu yağı meme,
kolon, akciğer, deri, esofagus, pankreas, yumurtalık, gırtlak, lösemi gibi bir ok
kanser türünün çoğalmasını, metastas etmesini, yeni damar oluşumunu
durdurmaktadır, ve kanser hücrelerinin kendilerini yoketmesine sebep
olmaktadır. Öyle kuvvetli bir etkisi vardır ki bir makalede thymoquinone’un
kanser tedavisinde potansiyel bir ilaç olarak kullanılabileceğinden
bahsediliyor. Çörek otu tohumu konusunda uzman Dr. Roby Mitchell günde 2 kere,
2 yemek kaşığı siyah çörek otu tohumu yağının, 2 yemek kaşığı öğütülmüş siyah
çörek otu tohumu ile birlikte tüketilmesini öneriyor. Dr.Fitt Blach Seed Oil www.drfitt.com , Amazing Herbs Black Seed Oil www.amazon.com Kuvvetli bir tadı olduğu için meyve suyu ya da su ile
birlikte tüketilebilirsiniz.
-Colloidal Silver,
kolloidal gümüş suyu: Doğal bir antibiyotiktir. İkinci bağışıklık sistemi
olarak tanımlanmaktadır. İkincil enfeksiyonlardan korur. Her gün birkaç oz,
birkaç kere için. Bedendeki kötü bakteriyi temizlemede ve detoksta işe yarıyor.
Kolloidal gümüş suyunu ağız çalkalama suyu, boğaz ağrılarında, sinüs yıkamada,
jel formunda deri enfeksiyonlarında, yanıklarda deri bandajlarında kullanılır.
-Zerdeçal ve
Curcumin: Süper mega, anti-kanser baharatıdır. Curcumin zerdeçal
içerisindeki aktif maddedir. Bedeninize mümkün olduğunca zerdeçal almaya
çalışın. Suyunu sıkın, dayanabildiğiniz kadar sebze suyunuza koyun,
yemeklerinize ekleyin. amazon.com’dan
organik zerdeçal tozu alın. Ek takviyeler söz konusu olunca vit D yanında
curcumin en önemlisidir. Curcumin anti-inflamatuar olarak, kanser hücrelerinin
bölünmesini durdurarak, tümörlerin yayılmasını ve yeni kan damaları
oluşturmasını önleyerek ve kanser hücrelerinin kendilerini öldürmelerine yol
açarak anti-kanser özellikleri gösterir. Kemo alırken curcumin almanın aynı
çörek otu tohumu yağında olduğu gibi kemoterapi ilaçlarının etkisin artırdığı
ve toksik etkisini azalttığı bir araştırmada bulgulanmış. Meriva, Longvida https://www.amazon.com/Longvida-Optimised-Curcumin-500-bioavailable/dp/B01NCTQFL8/ref=sr_1_1_sspa?s=hpc&ie=UTF8&qid=1506031778&sr=1-1-spons&keywords=longvida+curcumin&psc=1
Curcumin hakkında rekabet eden çok ürün var. Curcumin C3 kompleksi hakkında en
çok araştırma yapılmış. Bunun en iyi markası Bosmeric-SR https://www.amazon.com/BOSMERIC-SR%C2%AE-Boswellin-BioPerine-Gingerols-Inflammatory/dp/B074PC3LN1/ref=sr_1_1_s_it?s=hpc&ie=UTF8&qid=1506032027&sr=1-1&keywords=bosmeric-sr
Bosmeric-SR geliştirilmiş dozu 2 kapsül, günde 3 kere www.betterwayhealth.com
-Vitamin D3: bir
numaralı anti-kanser vitaminidir. Optimal Vit D3 seviyesi kanser önlemek için
40-60ng/ml olmalı. Pek çok kanser görülen kişinin kanındaki Vit D seviyesi
10-40ng/ml. Bazı Kanser uzmanlarına göre 60-80ng/ml en ideal oran. En iyi
vitamin D kaynağı güneş ışığı. Ancak bunu çoğu zaman alamıyoruz. K2 ekleyerek
vit D3 emilimini artırabilirsiniz. Bazı takviyelerde bunu birlikte görebilirsiniz. Ancak araştırmalar her zaman
K2’nin gerekli olmadığını, D3’ün jel kapsül, sıvı damla ya da oral sprey olarak
kolayca emildiğini gösteriyor. Kanınıza baktırın, D3 oranınıza göre
5000-10000iu günlük almanız ve kandaki oranını 60ng/ml üzerine çıkarmanız
gerekebilir. 30-60 gün içinde tekrar test yaparak, Vit D3 alım dozunuzu tekrar
ayarlayın.
-Vitamin C:
2004’te damar içi yüksek doz vit C almıştım. Her iki saatte bir 40gr.
Araştırmalar kan için Vit C’nin kanser hücrelerini seçerek öldürdüğünü
gösteriyor. Kemo ile birlikte yüksek doz kan içi Vit C alındığında kemoterapi
ile kanser hücrelerini öldürdüğünü ve toksik etkilerini azalttığı bir
araştırmada bulunmuş. Bu konuda daha fazla okumak için googleda Kansas
Üniversitesi Vitamin C Protokolünü (University of Kansas Vitamin C Protocol) ve
Riordan IVC’yi okuyun. Ben amla ile de yüksek dozda vitamin C alıyordum.
Bir başka yöntem de oral olarak artan dozlarda vitamin C,
saf askorbik asit almak. Her gün doz artırılarak ishal olma noktasına
geliniyor. İshal olunca yüzde 20 azaltarak her gün yeni dozu almaya devam
ediyorsunuz. Mesela günde 30gr alarak ishale ulaştıysanız o zaman günde 24gr
alarak devam ediyorsunuz. Vitamin C ile ilgili enteresan bir bilgi, ne kadar
hastaysanız o kadar fazla vitamin C vücudunuz tarafından emiliyor.
Sağlıklı bir kişi günde 15-20gr Vitamin C’ye tolere
edebiliyor, sonrasında ishal başlıyor. Hasta birisi günde 60-80gr a kadar
çıkabiliyor. Daha fazla bilgi için googleda yüksek doz vitamin C kanser
protokolünü (high dose oral vitamin C protocol ve cancer) araştırın.
-Mantarlar:
Mantarlar bağışıklık sisteminin gücünü artırırlar. Her gün dev salatamda mantar
yiyorum. Ayrıca geliştirilmiş bir doz ile Garden Of Life RM10 https://www.amazon.com/Garden-Life-Organic-Fermented-Mushroom/dp/B000GWLGHI/ref=sr_1_1_s_it?s=hpc&ie=UTF8&qid=1506033574&sr=1-1&keywords=garden+of+life+rm-10
3 adet, günde 3 kere alıyorum. Başka önerdiğim dönüşümlü kullandığım markalar:
Host Defense MyCommunity, Mushroom Wisdom Maitake D-Fraction. Eğer her gün
mantar yiyorsanız takviyesini kullanmak gerekmeyebilir.
Barsak
sağlığı için takviyeler:
-Probiyotikler:
Garden of Life Primal Defense, Metagenics UltraFlora
-Mantara karşı: Biotics Research ADP, kekik (oregano)
yağı var. https://www.amazon.com/Biotics-Research-A-D-P-120-Tabs/dp/B0030HQ0M2/ref=sr_1_1_s_it?s=hpc&ie=UTF8&qid=1506034010&sr=1-1&keywords=biotics%2Bresearch%2BADP&th=1
Anti-fungal, anti-maya ve anti-bakteriyel özellikleri var. Standart dozu her
yemek ile bir tane, bir tane de uyku öncesi. Geliştirilmiş dozu ise günde 3
defa 5-6 tablet bir hafta boyunca. Sonraki 4 hafta boyunca günde 3 kere, 3-4
tablet. Sonra durabilirsiniz. Devamlı alınması gerekmiyor.
-Biotics
Research FC-Cidal, mantara karşı aldığım başka bir bitkisel ürün.
https://www.amazon.com/Biotics-Research-FC-Cidal-100-Capsules/dp/B00488IENU/ref=sr_1_1_s_it?s=hpc&ie=UTF8&qid=1506034258&sr=1-1&keywords=Biotics%2BResearch%2BFC-Cidal&th=1
Formülünde çeşitli bitkiler var. Günde 2 kere 1 kapsül içiliyor.
-Quercetin:
Kuvvetli bir anti-kanser falavanoidi. Anti-oksidan, anti-inflamatuar, DNA
tahribatını önlüyor. Kandaki fazla demire bağlanarak emilimini azaltıyor.
Quercetion demir kullanarak büyüyen kaner hücrelerinden demiri çalıyor.
Büyümelerini durduruyor ve ölmelerine sebep oluyor. Ancak eğer anemikseniz,
kansızsanız quercetin almanız doğru olmaz. En yüksek quercetin oranları: elma,
kırmızı soğan, yeşil ve siyah çay, kırmızı üzüm, ahududu, cranberry (kızılcık),
narenciye ve yeşil yapraklı sebzeler. Organik ürünlerde organik olmayanlara
göre daha fazla quercetin olduğu bulunmuş. Anlattığım diyeti uygularsanız
quercetin açısından zengin ancak takviye almak iterseniz sevdiğim markalar:
megafood, thorne research, jarrow formulas, source naturals. Dr. Russel
Blaylock kanser hastalarına günde 1000mg 3 defa öneriyor.
-Proteolytic
Enzimler: Protein sindirimine yarayan enzimlerdir. Pankreatik enzimler
olarak da bilinirler. Yüksek doz enzimle kanser terapisinde günde 45gr a kadar
enzim alınıyor. Enzimler kanser hücrelerinin protein kılıfına saldırarak onları
bağışıklık sistemine gösteriyor. Markasına göre bu günde açkarnına 30 kapsül
demek. Kalkınca sabahları ve yemek
aralarında. İyi markalar: nutricology pancreas, wobenzym.
Proteolytic enzimler, sindirim enzimlerinden farklıdır.
Sindirim enzimleri yiyeceklerle birlikte alınır. Kanser için alınan proteolytic
enzimlerini ise yiyeceklerle birlikte almazsınız çünkü o zaman yiyecekleri
sindirir, halbuki siz kanser hücrelerine gitmelerini istiyorsunuz.
Anti-kanser
çayları:
-Karahindiba
kökü çayı: Hani her bahçede bulunan, yolduğunuz,
ilaçladığınız karahindibalar kuvvetli bir anti-kanser çayıdır. Dr. Pandey Bu çayın laboratuvardaki hayvanlarda
kolon, lösemi, melanoma, pankreas kanserini ciddi oranda küçülttüğünü gözlemlemiş.
Dr. Pandey TEDx konuşması (https://www.youtube.com/watch?v=xTNpzJ_d9Ic)
Bahçenizden karahindibayı toplayın,
kökünü ince kıyın, ½ - 1 çay kaşığı kadar 20 dk kaynar suda demleyin. Sonra
için. Eğer çok fazla toplarsanız bitkiyi kurutabilirsiniz. Günde 2 veya daha
fazla karahindiba kökü çayı içebilirsiniz. Şimdilik klinik olarak deneniyor
olduğu için en yüksek dozu bilmiyoruz. En kuvvetli karahindiba kökü toz
ekstraktları. İki marka: www.kalyx.com, www.nutricargo.com
-Essiac çayı:
Alternatif terapilerle ilgili pek çok kişi bu çayı duymuştur. İlk olarak Rene
Caisse adında bir hemşire kanser hastalarını bu çayla onlarca yıl boyunca
tedavi etmiştir. Essiac isminin tersidir. Formülünde bulunan 4 bitki: kuzu
kulağı (sheep sorrel), dulavrat otu (burdock root), karaağaç kabuğu (slippery
elm bark), ravent kökü (turkey rhubarb root). Geliştirilmiş 8 bitkili formülü:
ilk 4 bitkiye ek olarak kızıl yonca (red clover), Şevketibostan (blessed
thistle), kelp, su teresi. İki formülü de içerek iyileşen insanların
ifadelerini dinledim. En ekonomiği tüm bitkileri alıp kendiniz karıştırmanız. Bitkileri
essiacfacts.org, essiac-tea.org sitelerinden bulabilirsiniz. Mali Klein
tarafından verilen youtube video talimatlarına uymalısınız. Size 15 ay yetecek
miktarda essiac çayı yapımını tarif ediyor. Eğer hazır almak isterseniz Flora 8
bitkilik Essiac formülünü Flor-Essence adı altında satıyor. Essiac kokusu ve
tadı pek iyi değil. Günde 1oz yatmadan önce içiyorsunuz.
-Jason Winters çayı:
2004’te içmeye başladığım bu çayı nerdeyse halen her gün içiyorum (2017). Jason
boynunda çıkan dev bir tümörle dünyayı gezerek çare aradı. Önerilen bitkisel
çayları deneyip işe yaramayınca hepsini karıştırıp tek bir çay olarak her gün
içti. Tümörü küçülerek kaybolmuş. Sonra
“Killing Cancer” kitabını yazarak çayı da 1970lerde satmaya başlamış. İki
formülü var. Orijinal formülde: kızıl yonca (red clover), chaparral, oolong çayı,
herbalene spice blend var. Yeni formülünde Hint adaçayı var. Ben orjinalini
içmeyi tercih ediyorum. https://sirjasonwinters.com/our-herbs/
Winters günde 3,78lt çay içmiş. Bu eğer aynı zamanda sebze suları, aloe vera,
başka çaylar içiyorsanız zor olabilir. Fakat biraz hiç içmemekten iyidir.
Essiac’tan farklı olarak Jason Winters çayı hafif ve çok lezzetli. Eşim çok
büyük tüm aile için hazırlıyor ve buzlu içiyoruz. Ben geceden soğuk suda
demleyip sabah süzüp uyanında ilk bunu içmeyi seviyorum. Sabah çayı süzünce
içine yeşillik tozlarımı, amla, moringa ve limon koyuyorum. Ayrıca bu çayı
smoothilere baz olarak da kullanabilirsiniz.
Diğer sağlıklı çaylar:
Yeşil çay, beyaz çay, rooibos çayı, hibiskus çayı.
Her seferinde çayınıza limon ekleyin, çayın emilimini
artırır.
Siyah çayı tercih etmem, çünkü diğer bahsettiğim çaylar
kadar antioksidan ve anti-kanser maddeleri yok.
Kanser hastaları için karahindiba çayı, essiac çayı, jason
winters çayı her ne şekilde bedeninize alabilirseniz için.
Detoks
takviyeleri:
Ağır
Metal Detoksu (HMD Heavy Metal Detox): Chlorella ve kişniş
(Cilantro) ağır metallerden civa, kurşun, arsenik, uranyum, cadmiyum ve nikele
bağlanır. Bunları vücuttan uzaklaştırır.
Ağır
Metal Bitkisel Çekilme Formülü (HMD Herbal Drainage
Formula): karahindiba kökü, devedikeni (milk thistle), dulavrat otu (burdock
root), kızıl yonca (red clover), zerdeçal, ortanca (hydrangea), ayı üzümü (uva
ursi). HMD Heavy Metal Detox www.detoxmetals.com
-Kahve lavmanı:
Karaciğer detoksunu hızlandırmak için kullanılır. Ağrıları azaltır. Tüm dünyada
kanser kliniklerinde uygulanır. Ben bunu günlük olarak yapmadım. 2004’te birkaç
sefer meraktan yaptım. Şimdi bildiklerimi bilsem, ileri derecede kanserim olsa
günlük protokolüme eklerdim. Kahve
lavmanı Gerson Kanser terapisinin ana unsurlarından biridir. Enzim terapisinde
de kullanılır. Amazon’dan kahve lavmanı kiti ve özel kahvesini uygulama
bilgileriyle birlikte alabilirsiniz.
-Dr. Hulda Clark
Parazit Temizliği: Efsane bir formüldür. İçinde karaceviz kabuğu (black
walnut hulls), pelin otu (wormwood), karanfil (clove) vardır. 18 günlük bir
protokoldür. Amazonda bulabilirsiniz. Takviyeleri ve dozları www.drclark.net de bulabilirsiniz.
-The incurables
programı: 30 günlük bitki çayları, tentürler, böbrek, karaciğer ve safra
temizliği içeren Dr. Richard Shultz’un detoks programı. www.herbdoc.com Ben de bu programı 2004
yılında yaptım.
Şimdi sıralamaya gelince ilk başta Dr. Hulda Clark’ın
parazit temizliğini yapmak, sadece 18 gün sürüyor, yanında da HMD ağır metal
detoksunu uygulamak iyi oluyor. Ve sonra 2. veya 3. aylarda Dr. Shultz’un
programını yapın. Fakat doktorum bana sadece yaşamak için 1 ay verseydi, ilk
başta incurables programını yapardım.
Son
olarak ben doktor değilim, bunlar tıbbi öneriler değil, tıbbi önerilerin yerine
geçemez. Ve eğer tıbbi ilaçlar
alıyorsanız bitkisel takviyelerle birlikte kullanmak bazı risklere yol
açabilir. Çünkü tıbbi ilaçlar bedende ciddi değişiklikler yaratır. Bunlarla
birlikte takviyeleri almak ciddi yan etkiler oluşturabilir. Hayati tehlikelere
yol açabilir. Doktorunuza sorarsanız muhtemelen size ek bir takviye alma
diyecektir. Fakat bu sizin hayatınız ve sizin bedeniniz. Kendinizi istediğiniz
şekilde tedavi etmeye hakkınız var. Eğer yüksek dozda bitkileri almaya
eğiliminiz varsa bunu ilk gün yapmayın. Günden güne yavaşça dozlarınızı
artırın. Her beden farklıdır, bu yüzden kendi araştırmanızı yapın. Dikkatli
olun, sorumluluk alın, ve unutmayın eğer ağır metal detoksu veya herhangi bir
detoks yapıyorsanız bu sizin kendi riskinizdir.
Her şeyi basit bir programa koymaya çalıştım. Kendinizi
boğulmuş hissetmeyin. Takviyeler birlikte çok para tutabilir. Yapabileceğinizi
yapın. Alabildiğinizi alın. Diyetinize uymak en önemlidir.
Chris Wark
*******************************************************************
Modül
10 – Gelişmenizi nasıl test edebilir ve
izleyebilirsiniz
Bu bölümde Chris kanser tarama yöntemlerinden ve testlerden
bahsediyor. Bazı tarama testlerinin yanlış çıkabildiğinden, iki kere ardarda
yapılan taramalarda bile aynı sonucun çıkmadığını, cihazlarda sapmalar olduğunu
anlatıyor. Ayrıca doktorunuza sorabileceğinizi tüm soruları ve bir dokümanda
paylaşıyor. Genel önerisi eğer Square one programını takip etmeyi seçerseniz bu
modülleri defalarca iyice sindirene kadar izlemeniz ve kendinize bir doktor
bularak gelişmelerinizi bu doktorun yapacağı testlerle takip etmeniz yönünde.
Not: Kanserini doğal yöntemlerle iyileştiren Chris Wark
tarafından oluşturulmuş 10 gün boyunca yayınladığı Square One programını
dinlerken aldığım notlarımdır. Modüllerin tamamını satın alıp dinlemek için
lütfen https://squareone.chrisbeatcancer.com/Modül-1
bu linke bakınız.
Şifalar getirmesi dileklerimle.
Başak Pirtini
www.BasakPirtini.com
**********************
Duygu Şifresi ile ilgili:
Duygu Şifresi Seansı bilgi: http://basakpirtini.blogspot.com/p/duygu-sifresi-seans.html
Facebook Duygu Şifresi sayfası: http://www.facebook.com/duygusifresibasak
Instagramda Duygu Şifresi: http://www.instagram.com/duygusifresibasak
Bilgi için e-posta: duygusifresibasak@gmail.com
Doğal Annelik ile ilgili:
Doğal Anneyim Blogu: http://dogalanneyim.blogspot.com.tr
Milliyet Blog: http://blog.milliyet.com.tr/bashico
Facebook Doğal Anneyim Sayfası: www.facebook.com/dogalanneyim
Facebook Doğal Anneyim Grubu: www.facebook.com/groups/dogalanneyim
Instagram: www.instagram.com/dogalanneyim
Twitter: www.twitter.com/dogalanneyim
Youtube Başak Pirtini Kanalı: www.youtube.com/channel/UCRoKVtaVHmA48DsvW6Iid_A
Bilgi için e-posta: dogalanneyim@gmail.com
Enerjik Su ile ilgili:
Enerjik Su websitesi: http://enerjiksu.blogspot.com.tr
Facebook Enerjik Su Sayfası: https://www.facebook.com/enerjiksu/
Instagramda Enerjik Su: http://www.instagram.com/enerjiksu
Bilgi için e-posta: enerjiksu@gmail.com
Doğal yöntemlerle hayvan bakımı ve hayvanlarla iletişim:
Bashico Blogu: http://bashico.blogspot.com.tr
Hayvanlarla iletişim seansı bilgi: http://basakpirtini.blogspot.com/p/hayvanlarla-iletisim-seans.html
Köpekler ve İnsanları Blogu: http://kopeklerveinsanlari.com
Facebook Hayvanlardan Mesajlar Sayfası: https://www.facebook.com/hayvanlardanmesajlar/
Instagramda Hayvanlardan Mesajlar: www.instagram.com/hayvanlardanmesajlar
Başak Pirtini'den e-posta ile haber almak için e-bültene üyelik:
http://eepurl.com/TeYdX
**********************
Duygu Şifresi ile ilgili:
Duygu Şifresi Seansı bilgi: http://basakpirtini.blogspot.com/p/duygu-sifresi-seans.html
Facebook Duygu Şifresi sayfası: http://www.facebook.com/duygusifresibasak
Instagramda Duygu Şifresi: http://www.instagram.com/duygusifresibasak
Bilgi için e-posta: duygusifresibasak@gmail.com
Doğal Annelik ile ilgili:
Doğal Anneyim Blogu: http://dogalanneyim.blogspot.com.tr
Milliyet Blog: http://blog.milliyet.com.tr/bashico
Facebook Doğal Anneyim Sayfası: www.facebook.com/dogalanneyim
Facebook Doğal Anneyim Grubu: www.facebook.com/groups/dogalanneyim
Instagram: www.instagram.com/dogalanneyim
Twitter: www.twitter.com/dogalanneyim
Youtube Başak Pirtini Kanalı: www.youtube.com/channel/UCRoKVtaVHmA48DsvW6Iid_A
Bilgi için e-posta: dogalanneyim@gmail.com
Enerjik Su ile ilgili:
Enerjik Su websitesi: http://enerjiksu.blogspot.com.tr
Facebook Enerjik Su Sayfası: https://www.facebook.com/enerjiksu/
Instagramda Enerjik Su: http://www.instagram.com/enerjiksu
Bilgi için e-posta: enerjiksu@gmail.com
Doğal yöntemlerle hayvan bakımı ve hayvanlarla iletişim:
Bashico Blogu: http://bashico.blogspot.com.tr
Hayvanlarla iletişim seansı bilgi: http://basakpirtini.blogspot.com/p/hayvanlarla-iletisim-seans.html
Köpekler ve İnsanları Blogu: http://kopeklerveinsanlari.com
Facebook Hayvanlardan Mesajlar Sayfası: https://www.facebook.com/hayvanlardanmesajlar/
Instagramda Hayvanlardan Mesajlar: www.instagram.com/hayvanlardanmesajlar
Başak Pirtini'den e-posta ile haber almak için e-bültene üyelik:
http://eepurl.com/TeYdX