24 Eylül 2012 Pazartesi

Hastalanmayan çocuk nasıl yetiştirilir? Doğal Ebeveynlik


Günümüzde artık anne ve babalar daha bilinçli ebeveynler. Sağlıklı bir bebek için hamilelik öncesinden itibaren ilk olarak kendilerinden başlayarak sentetik kimyasallar, ilaçlar ve kötü alışkanlıklardan arınmış bir hayat seçmeye çalışıyorlar. Doğal doğumu bilinçli olarak seçen anneler artıyor. Emzirmek dünyanın en güzel paylaşımlarından biri haline geliyor, anneler bağışıklık sistemini son derece güçlendiren emzirmeyi hiç bırakmak istemiyor.

Her anne gibi ben de kışın çocuklarımın yaza göre daha sık hastalandıklarını görüyorum. Ne zaman doktorumuza sorsam demek bir şeyi yanlış yapıyorsunuz derdi. Bence hastalığın ne kadar ağır geçtiği önemli. Her çocuk hastalanarak büyür. Eğer bağışıklık sisteminin doğru bir şekilde işlemesine izin verilirse, her hastalık bağışıklık sistemini geliştirir. Güçlü bir bağışıklık sistemi ağır hastalıklara geçit vermez, her kış ufak tefek gripler ve üşütmelerle atlatılabilir. “Ben her seferinde bağışıklık sistemine yardımcı olacak doktorun verdiği ilaçları, antibiyotikleri kullanıyorum, öyle atlatıyoruz” diyenleriniz olabilir. Kimyasal ilaçlar, antibiyotikler bağışıklık sisteminin normal işleyişine müdahale eder, faydalı bakterileri yok ederek vücudu yardıma bağımlı hale getirebilir. Burada vurgulamak istediğim nokta ilaçlar ile müdahale etmek yerine çocukların bağışıklık sistemlerini kendi kendilerine güçlendirmelerine besinler, egzersiz ve doğal desteklerle yardımcı olmaktır. Ancak kendinizi emin hissetmediğiniz her türlü noktada çocuk doktorunuza fikir danışmanızda fayda var.

Doğal ve doğru beslenme yanında ilaçsız yöntemlerle bebeklikten itibaren yavaş ama sağlam adımlarla bağışıklık güçlenir. Böylece çocuğunuz ileride çok az hastalanan, hastalandığında da kolay ve hızlıca atlatan bir yapıya sahip olabilir. Bunlar size hayal gibi mi geliyor… Ben kendimde ve çocuklarımda işte aşağıdakileri denedim ve denemeye devam ediyorum. Şimdiye kadarki sonuçlardan memnunum.

Sağlıklı bir bebek doğurmak için doğal yöntemler


Her anne bebeği sağlıklı olsun ister. Peki bunun için nelere dikkat ediyoruz? Kendimde uyguladığım birkaç önemli konudan bahsetmek istiyorum.

Doğum öncesinde:
Arınma: Bu noktada söylenecek çok şey olmasına rağmen kısaca hamilelik ile ilgili kararlarınızı verdiğiniz andan itibaren kendinize ve eşinize içsel ve dışsal bir arınma sağlamaya çalışın. Alkol ve sigaradan uzak durun. Çok gerekli olmadıkça kimyasal ilaç kullanmayın. Evde temizlik ürünü ve kozmetik olarak sentetik içeriklere sahip ürünlerden uzak durun. Özellikle potansiyel kanserojen olan SLS (Sodyum Laural Sülfat), paraben ve başka ismini telafuz edemediğiniz içerikler varsa kullanmayın.

20 Eylül 2012 Perşembe

“The Beautiful Truth”-Kanserin doğal beslenme ile tedavisi




 
En son izlediğim "The Beautiful Truth-Güzel Gerçek” İngilizce belgesel benim uzun süredir merak ettiğim “kanserin doğal bir çaresi yok mu?” soruma güzel cevaplar verdi. Hem de ortodoks tıbbının hiç sevmeyeceği yöntemlerle. Linkteki  belgesel Alaska’da ailesi ile birlikte yabani yaşam kurtarma merkezi işleten 15 yaşındaki bir ev okulu öğrencisi tarafından çekilmiş. Belgesel bu  genç öğrencinin 1928’de Almanya’dan Amerika’ya göç eden Dr. Max Gerson’un ilaçsız doğal kanser tedavisini anlattığı kitapla tanışmasıyla başlıyor. Sonrasında gencimiz Gerson’un kızı da dahil olmak üzere pek çok bilimadamı ve doktoru ziyaret ederek beslenme, sağlık ve hastalıklar üzerine derin bir araştırmaya giriyor. Bir yandan da kamerası ile bu görüşmeleri belgeliyor.

“…şimdiye kadar hiçbir diyet kanserin tedavisi olarak gösterilmedi.” Dr. Barrie Cassileth, Amerikan Kanser Derneği Sözcüsü (2007)

“Onlar alçaklar gibi yalan söylüyorlar.” Dr. M.Dean Burk, Amerikan Kanser Derneği hakkında söylüyor. Burk Amerikan Ulusal Kanser araştırma Enstitüsünde 34 sene çalışmış.

“Pek çok kanser tedavisi varmış ve hepsi acımasızca ve sistematik olarak kanser örgütü tarafından Gestapo gibi dikkatli bir şekilde bastırılmış…” Dr. Robert C. Atkins

15 Eylül 2012 Cumartesi

z-kuşağı annesi nasıl doğal anne olur?


2000 sonrası teknoloji çağına doğan çocuklar daha anne karnında teknolojik aletler nasıl kullanılıyor öğrenmiş oluyorlar. Onların bu hızlı adatasyonun şaşırmamak elde değil. Bu çocukların gelecek yaşamı nasıl olacak? Sadece evdeki bilgisayarlarına bağlı yaşayan sanal sosyal gruplarda binlerce arkadaşı olan ancak tekini bile evine davet etmeyen çocuklar mı istiyoruz. İçe kapanık, gerçek hayatın yavaşlığından sıkılan...

7 Eylül 2012 Cuma

12 Eylül Çarşamba günü MOM-Z 2012 Konferansı'nda buluşalım!

12 Eylül 2012 Çarşamba günü İstanbul'da Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleşecek olan MOM-Z 2012 Konferansı'nda 15.35 – 16.20 saatlerinde yapılacak "Blogger Box" oturumuna konuk konuşmacı olarak davet edildim. Gelmek, dinlemek, tanışmak ve katılmak isteyen tüm anneleri bekliyoruz.

Güncel program için tıklayın.
E-davetiye almak için tıklayın.

4 Eylül 2012 Salı

Karsambaç


Çocukken her Cumartesi babaannemi ziyarete giderdik. Her seferinde bizi iki tepsi börekle karşılardı. Biri patatesli, biri mercimekli börekleri nefis yoğurt ile yerdik. O zamanlar henüz ilkokulda olduğumdan harika bir aşçı olan babanemin yaptığı Adana yemeklerine pek dikkat etmezdim. Vefatından sonra bazı tarifleri babam ve anneannemden almaya çalıştım. Aklımda kalan güzel tatlardan biri de böreklerden sonra ikram ettiği buzlukta devamlı olan karsambaçtı.

Adana’nın sıcak günlerinde çocuklar tarafından çok sevilen serinletici bir buzmuş karsambaç. Babanemin meyve suyu, şeker ve su ile çelik bir kapta buz yaptığını, bıçakla keserek bardaklara koyduğunu, sonra da bizim karsambacı kaşıkla kıtır kıtır yediğimizi hatırlıyorum.