14 Aralık 2014 Pazar

Şiddetsiz bir doğal doğum mümkün

Dr. Frederic Leboyer’in “Birth Without Violence-Şiddetten Uzak Doğum” adlı kitabını sonunda okuma şansına eriştim. Özellikle 3. doğumumdan önce okumanın  yakında yaptığım normal doğum üstünde büyük etkisi oldu. İşte ana karnından çıkan bebeğin dış dünyaya merhaba derken nasıl sakin bir geçiş yapabileceği....

“İnsan bebekleri tamamen korkusuz, kızgınlıktan ve agresyondan arınmış doğarlar. Doğumda yaşanan korku ve acının anısı tüm hayatı boyunca bebekle kalır.”


Doğum bebek için korkutucu ve hayat boyu bu korkuları bilinç altında yaşattığı bir tecrübe olmak zorunda değil. Her bebek henüz ceninken etrafındaki tüm olan bitenin bilinç olarak farkında oluyor ve hepsini kaydediyor. Yenidoğan bebekleri bizim beş duyumuzun üstünde bir aziz gibi düşünün. Dünyanın en duyarlı, en narin, en korkmaya müsait, en savunmasız canlısı insan yavrusu. Doğarken yaşanan ilk korkular tüm hayatımız boyunca bizi etkiliyor. Bebeğin dünyaya gelirken sevgi, sakinlik ve huzurla dolu bir doğum yaşaması korkusuz ve cesur bir şekilde tüm hayatını sürdürmesine temel sağlıyor. Bebeğin ve annenin şiddetsiz bir doğum yaşaması mümkün.

Yenidoğan bir bebek doğumda ağlamak zorunda değil. Ciğerlerini sanılanın aksine ağlayarak açmak zorunda değil. Bebeğin yaşamıyla ilgili korkumuzdan onu ağlatıyoruz. Ağlıyorsa kendimize neden diye sormamız lazım. Çünkü bir şaşkınlık, korku, ayrılık trajedisi yaşıyor! Yardım istiyor. 9 ay boyunca anne karnındaki huzuru arıyor. Bebeğin huzurla yeni dünyasına geçmesini sağlayabiliriz. Eğer bir doğum resminde bebek kordonu yeni kesilmiş, ayaklarından başaşağı sallandırılmış bir şekilde ağlıyor ve etrafındakiler ne güzel bir doğum oldu şeklinde gülümsüyorsa bundan bahsetmiyorum.

Bebekler doğduğu anda gülümseyebilir.
Yeni dünyasına yavaş bir geçiş bebek hiç ağlamaz hatta size gülümseyebilir. Bunun için annenin sakin olması, doğum dalgalarını bebeğiyle kavuşacağı düşüncesiyle mutlulukla karşılaması, etrafındaki doktor ve ebenin sakinliği, ortamın sakinliği önemli oluyor. Anne kendi doğum korkusunu bebeğe aktarırsa, bu da doğumu zorlaştırabilir. Doğum anne ve bebeğin kabusu olmak zorunda değil.

Doğum ortamının doğum boyunca sessiz, sakin ve loş bir ışıkta olması huzuru sağlar.
Doğum anında anneye ve bebeğe sakin bir ses tonunda, bağırmadan, sadece bir kaç kelimeyle, doğuma saygı duyarak, sevinç ve sevgiyle destek olunabilir. Bebek her türlü ışığa, sese ve dokunmaya karşı en duyarlı olduğu hayatının devamını etkileyecek ilk tecrübelerini yaşıyor.

Bebeğe ilk dokunuşlar annesi ve sevgi dolu eller tarafından nazikçe olur.
Annenin sıcaklığından, suyun yumuşacık sarmasından dışarı yeni çıkmış bir bebeğe ilk dokunuşlar yumuşakça ve yavaşça olur. Ne kadar yavaş  ve nazik, o kadar iyi. Bebek henüz nefes almadan, başaşağı sallandırılmadan, göbek kordonu kesilmeden anne karnına ten tene temas için verilir. Böylece anne ile teması hiç kesintiye uğramaz. Bebeğin henüz hiç dik durmamış omurgasına en rahat yer anne karnıdır. Bebeğe soğuk tezgah yerine anne karnında ilk kontrolleri yapılır. Plasenta ile bağı kesilmeyen bebek, kordonun kan akışı durana kadar oksijenli kanı almaya devam eder. Bu süre zarfında kendiliğinden nefes almaya başlar. Durur dinlenir, tekrar nefes almaya devam eder. Ciğerlerinin dış dünyaya adaptasyonu ve fizyolojik değişimler için zaman tanınan bebeğin ilk nefesi için ağlaması ve vücudunun strese girmesi gerekmez. İlk nefesi onu korkutmaz. Bebekle bütün olarak kalması tüm doğum anını dönüştüren göbek kordonu en son kesilir, ya da kesilmeyebilir. Kordonun erken kesilmesi henüz tam kapasiteyle çalışmaya başlamamış ciğerler yüzünden bebeğin beynini oksijensiz bırakabilir. Anne ile birlikteliği ve huzuru yapılan acı verici iğne, göz yakıcı damlalarla bölünmeyebilir.

Ten tene temas sırasında bebeğe ilk masajı yapılır.
Tüm anne hayvanlar doğan yavrularını sevgiyle yalarlar, bu hareket olmadan yavru ölebilir. Büyük bir çaba ile doğan bebeğin kan dolaşımına yardımcı olmak için annenin ya da ebenin sevgi dolu elleri bebeğin sırtına yumuşak dalgalar halinde yavaşça masaj yapar. Bebek o kadar hassastır ki, kendisine dokunan ellerin seven, reddeden, kabul eden ya da öylesine tutan olduğunu anlayabilir. Bu anda en ihtiyacı olan şey huzur, sessizlik ve sakinliktir.

Suyla ilk temas bebeğin ilk ayrılığa alışmasına yardımcı olur.
Bebek anne karnındaki güvenli, sınırlı alandan ve suyun dokunuşundan dışardaki çıplak boşluğa çıkar. Artık anne karnında daha fazla yatamayacağı zaman bildiği, güvendiği su ile temas bebeği rahatlatır, korkmasını önler. Küçük, sınırlarına dokunabileceği vücut sıcaklığında suyla dolu bir küvete ilk önce ayakları sonra tüm vücudu sokulur. Tekrar kendini hafiflemiş hisseder. Hayatı boyunca hatırlayacağı, anneden ilk endişe veren ayrılık böylece tekrar neşeye dönüşür. Bu anda bebek kendini tutan ellere gören gözlerle bakıp gülümseyebilir. Ellerini ve ayaklarını oynatmaya, etrafını cesaretle korkusuzca keşfetmeye başlar. Suda yeterince kalınca yavaş yavaş sudan çıkartılır. Tepki verirse tekrar suya sokulur. Bir içeri, bir dışarı, su dışındaki ağırlığına alışmasına zaman tanınarak yavaş hareketlerle sudan alınır. Sıcak örtülere sarılır. Bebek anne karnında sallanmaya alışıkken, hayatından ilk defa hareketsizlikle karşılaşır. Su bebeğin tek başına kalmasının ve hareketsizlik korkusunun önüne geçerek bu geçişi kolaylaştırır.

İşte bu şekilde bir doğum yaşayan bebek kendiyle barışık ve korkusuz olup hayatı doğarken sevebilir.

Doğal Anneyim Facebook Sayfası: www.facebook.com/dogalanneyim
Doğal Anneyim Facebook Grubu: www.facebook.com/groups/dogalanneyim
Instagram @dogalanneyim
Twitter @dogalanneyim
Doğal Anneyim e-bülten ile takip: http://eepurl.com/TeYdX

Köpek ve kedi bloglarım:
Bashico Blogum: http://bashico.blogspot.com.tr
http://Kopeklerveinsanlari.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder