Eneci ilk defa İpek Hanım Çiftliği'nden almış ve aşağıdaki tarif ile denemiştim. Tadı biraz kuşkonmaza benziyor.
Çiftliğin sahibi Pınar hanım Eneç'i şöyle anlatıyor:
"Literatürde acı ot, kedirgen, tilki kuyruğu, sarmaşık, tilkişen gibi pek çok isimle geçse de Nazilli'de adına ''Eneç'' diyor insanlar. Neredeyse bütün Kuzey Ege'de büyük bir değer veriliyor bu ota... Öyle ki bu otun şifa verdiğine, bir çeşit ilaç olduğuna, bunu yiyenin hastalanmayacağına ve hatta kolay kolay ölmeyeceğine inanıyorlar. Zamanında Almanya'ya yaşamaya giden Nazillililere uçak kargosu ile gönderildiğine defalarca şahit oldum. Yamaçlarda, uçurum kıyılarında yetişiyor genelde ve bulması ''bildik gözler'' için bile hayli güç. Dikeni tanıyan kadınlar büyükçe bir sopa ile etrafındaki dikenleri kaldırıyor ve dibinde tek başına yetişmiş bu otu söküyorlar. Bir kadın tüm gün dolaşarak en fazla üç - dört bağ toplayabiliyor. Son derece bakir alanlarda yetiştiği için kesinlikle yıkanmıyor. Sadece silinerek kullanılıyor.... Has Enecin normal eneçten bir farkı var. Normal eneç için ''Baba Eneç'' diyor buralardakiler. Tek bir büyük ot ve dibinde birkaç tane yavrusu... Has Eneç ise tek başına yetişen bir tür. Enece göre en önemli farkı kesinlikle acı olmaması... "
Tarifi aşağıdaki gibi:
-Eneçleri kesinlikle yıkamayın. Sadece silin.
-Eneci elinize alıp hafifçe yay gibi gerin. ''Tık tık tık...'' hafifçe büküp bırakın. Sert kısmın sonuna geldiğinizde ''çıt'' diye kırılır kendisi. Sert kısımları ayırıp çöpe atın.
-Elinizde kalan filizleri en fazla birer santim olacak şekilde ince ince doğrayın.
-Bir tavaya bir çay bardağı zeytinyağı koyarak ısıtın.
-Üç adet soğanı kare kare doğrayın ve yağa atın. Birazcık yumuşayınca eneçleri de ekleyin.
-En fazla bir veya iki kere karıştırarak on beş dakika kadar kavurun. Eğer karıştırırsanız tadı acı olur.
-Yeşili tam ölmeden üzerine biraz tuz, biraz tatlı toz biber ekleyin ve üç tane yumurta kırdıktan sonra bir - iki dakika daha hafifçe dürtükleyerek pişirin. Bu şekilde servise hazır olur.