28 Mart 2018 Çarşamba

24 Mart 2018 - Seren Fosforluoğlu ile Kadın Olmak Programı'na konuk oldum!


24 Mart 2018 tarihinde TV 8.5 kanalında Seren Fosforoğlu ile Kadın Olmak programında sevgili Hassas Anne Ece Kumkale'nin konuğu oldum. Programda ilaçsız çocuk yetiştirmenin başlangıç noktasını anlattığım "Doğal Annelik Yolunda" kitabımdan, doğal yaşamdan bahçe kompostuna kadar kısa sürede çok fazla konuya değindik. İzlemek isteyenler için linki aşağıda. Programın 51.dakikasından itibaren çıkıyorum.



https://www.tv8bucuk.com/ana-sayfa/seren-fosforoglu-ile-kadin-olmak-7-bolum-24032018-406-video.htm


15 Mart 2018 Perşembe

Açık Radyo-Dünyayı Okumak Programı-Kasım 2017



14 Kasım 2017'de Açık Radyo'da dünyayı okumak: yazarlar ve ilhamları programının konuğuydum. 

Sevgili Aytaç Tolga Timur ve Akif Pamuk ile "Doğal Annelik Yolunda" isimli kitabım üzerine konuştuk.

Kaçıranlar ve yeniden dinlemek isteyenler için program kaydı podcast kanalında.
http://acikradyo.com.tr/podcast/202608

Baby Joy Radyo-Anneler Anlatıyor Programı-Ocak 2018


16 Ocak 2018 tarihinde Baby Joy Radyo'da Anneler Anlatıyor Programında sevgili Ayşe Öner'in konuğu oldum. "Doğal Annelik Yolunda" kitabımdan, çevresel toksinlerden, enerjik bedenimize ve pandüllere kadar pek çok konuda konuştuk. Bu eğlenceli programımızı resme tıklayarak çıkan sayfadan ya da aşağıdaki linkten indirebilirsiniz. 



Parents Dergisi Mart 2018 Yazım - Doğal Gıdalarla Doğal Yaşama Merhaba!



Sevgili Okurlar,
Parents Dergisi’ndeki ilk köşe yazımda sizinle buluşmaktan büyük mutluluk duyuyorum. İlk önce, biraz kendimden bahsetmek istiyorum. Kimyagerim ancak fuar ve konferans sektöründe pazarlama alanında yıllarca çalıştım. İş hayatı ve kariyer yapmanın hayallerim arasında yer almadığını farkettikten sonra evde kalıp 3 çocuğuma kendim bakmayı seçtim. İçimde söndürülemez bir öğrenme aşkı var. En sevdiğim şey kendime kitap almak! Üniversiteden mezun olduktan sonra her geçen gün bütün topluma nasıl katkıda bulunabilirim diye sora sora farkettim ki okuyup, öğrenip, uyguladıklarımı benim gibi merak edenlere konuşarak ve yazarak aktarmaya başlamışım. En büyük merakım doğal ve sağlıklı yaşam. Bunun ince noktalarını öğrenmek için özellikle yurtdışındaki bütüncül tıp doktorlarının ve uzmanların internet konferanslarını dinlemekten ve yabancı makaleleri okumaktan çok hoşlanıyorum. İyi olduğum konulardan birisi de özet çıkarmaktır. Biliyorum ki modern toplumun hızlı yaşamında bilgiyi de çok hızlı ve kısa yoldan öğrenmek büyük bir avantaj. O yüzden hem yazıyor, hem de seminerler veriyorum. Blog yazılarımda ve Kasım 2017’de çıkan ilk kitabım “Doğal Annelik Yolunda-Hamilelik ve Doğum”da yıllardır kendi hayatımda uyguladığım sağlıklı ve doğal yaşam pratiklerimi paylaşıyorum. Bashico (bashico.blogspot.com.tr), Doğal Anneyim (dogalanneyim.blogspot.com.tr), Enerjik Su (enerjiksu.blogspot.com.tr) sitelerimde eminim sizin, çocuğunuzun ve hayvanlarınızın ihtiyacı olabilecek çok fazla bilgi bulacaksınız. Tüm etkinliklerimi www.BasakPirtini.com sitemde bulabilirsiniz.

İlk yazımda doğal beslenmeden bahsetmek istiyorum. Fiziksel bedenimizin en büyük isteği gerçek, doğal ve ihtiyacı olan besinleri ona sunmak. İlk kitabımda bahsettiğim konulardan birisi de bu. İzlediğim bir belgeselde doktorların aktardığı bir bilgiye göre bir annenin hamile kalmadan önce bedenine kattığı sakıncalı besinler, ileride doğuracağı bebeğin geçirebileceği hastalıkları da etkiliyor. Peki hamilelik öncesinden itibaren sağlıklı bir bebek doğurmak için ne yemeliyiz? Bebeğimizi hastalanmaması için nasıl beslemeliyiz? Doğal anneyim bloğumda detaylı bebek beslenmesi yazılarım var ama şimdi burada bizim mutfakta olmazsa olmazları size bahsetmek istiyorum.

1-Paketli, raf ömrü olan gıdaları buzdolabınıza asla sokmayın. Soslar, hazır yiyecekler, fabrikasyon ne varsa. Buzdolabınızdaki ürünler el yapımı, tazeliği kısa bir süre koruyabilen, doğal kaynaklı besinler olsun. Bizim buzdolabının yüzde 80’i taze sebze ve meyvedir. Ancak bunların tabii ki de mevsiminde, mümkünse ilaçsız, GDOsuz, yerli tohumdan üretilmiş olmasına dikkat etmeliyiz!

2-Ev yapımı kefir, yoğurt ve lor peyniri. Çocuklarım doğduğundan beri 9 yıldır evde kendi yoğurt ve kefirimi yapıyorum. Ben yıllardır çiğ süt alıp işliyorum. Süt benim fikrime göre yetişkinler için çok gerekli değil, kalsiyumu çok daha basit ve etkili yollarla bedene kazandıran bitkiler var. Çocuklar için süt tüketilecekse güvendiğim bir çiğ sütten probiyotik olarak çiğ yoğurt ve çiğ kefir şeklinde işlenmiş olmasına önem veriyorum ve süt içirmiyorum.

3-Ekşi mayalı ekmek yapımını öğrenin. Buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan glüten, Broken Brain belgesellerindeki doktorlara göre herkesin bağırsaklarının hassas olduğu bir protein. Tahıl Beyin kitabında detaylı okuyabilirsiniz. Ekmekten vazgeçemeyenlerin eğer glüten hassasiyetleri yoksa mutlaka ekşi mayalı düşük glütenli siyez, karakılçık gibi atalık tohum olan bir tam buğday un kullanarak ailesi için ekmek pişirmeyi öğrenmelerini tavsiye ediyorum. Ben bir sürü başarısızlıktan sonra kendi aileme yedirebileceğim bir ekmek pişirmeyi başardım. @dogalanneyim instagram hesabımda tarifim var. Ne ilginç ki glüten yemediğim zamanlar daha hafif ve enerjik hissediyorum.

4-Peki tatlı ne yapacağız, çikolata da mı yok dediğinizi duyuyorum. Evet biz evde kendi çikolatamızı yapıyoruz. Tarifi çok basit; sadece hindistancevizi yağı, bal/pekmez ve keçiboynuzu tozunu karıştırın ve silikon buz kalıbında dondurun, 5 dk sonra çıkarıp yiyebilirsiniz. Kek ve tatlılarda da şeker yerine az miktarda yerli organik elma suyu konsantresi kullanıyorum. Tabii elma suyu da olsa kan şekerini artıracağından tatlı nadiren yapılmalı. Meyvenin şekerinin saf olarak tüketilmesinin yerine meyvenin tamamı yenmeli. Böylece bedenin ihtiyacı olan her türlü mikro ve makro besinlerin ve lifin alınması sağlanmış olur.

Gelecek aya görüşmek üzere!

Başak Pirtini