Dr. Frederic Leboyer’in “Birth Without Violence-Şiddetten Uzak Doğum”
adlı kitabını sonunda okuma şansına eriştim. Özellikle 3. doğumumdan
önce okumanın yakında yaptığım normal doğum üstünde büyük etkisi oldu.
İşte ana karnından çıkan bebeğin dış dünyaya merhaba derken nasıl sakin
bir geçiş yapabileceği....
“İnsan bebekleri tamamen korkusuz,
kızgınlıktan ve agresyondan arınmış doğarlar. Doğumda yaşanan korku ve
acının anısı tüm hayatı boyunca bebekle kalır.”
Doğum bebek
için korkutucu ve hayat boyu bu korkuları bilinç altında yaşattığı bir
tecrübe olmak zorunda değil. Her bebek henüz ceninken etrafındaki tüm
olan bitenin bilinç olarak farkında oluyor ve hepsini kaydediyor.
Yenidoğan bebekleri bizim beş duyumuzun üstünde bir aziz gibi düşünün.
Dünyanın en duyarlı, en narin, en korkmaya müsait, en savunmasız canlısı
insan yavrusu. Doğarken yaşanan ilk korkular tüm hayatımız boyunca bizi
etkiliyor. Bebeğin dünyaya gelirken sevgi, sakinlik ve huzurla dolu bir
doğum yaşaması korkusuz ve cesur bir şekilde tüm hayatını sürdürmesine
temel sağlıyor. Bebeğin ve annenin şiddetsiz bir doğum yaşaması mümkün.
Yenidoğan bir bebek doğumda ağlamak zorunda değil.
Ciğerlerini sanılanın aksine ağlayarak açmak zorunda değil. Bebeğin
yaşamıyla ilgili korkumuzdan onu ağlatıyoruz. Ağlıyorsa kendimize neden
diye sormamız lazım. Çünkü bir şaşkınlık, korku, ayrılık trajedisi
yaşıyor! Yardım istiyor. 9 ay boyunca anne karnındaki huzuru arıyor.
Bebeğin huzurla yeni dünyasına geçmesini sağlayabiliriz. Eğer bir doğum
resminde bebek kordonu yeni kesilmiş, ayaklarından başaşağı
sallandırılmış bir şekilde ağlıyor ve etrafındakiler ne güzel bir doğum
oldu şeklinde gülümsüyorsa bundan bahsetmiyorum.
Bebekler doğduğu anda gülümseyebilir. Yeni
dünyasına yavaş bir geçiş bebek hiç ağlamaz hatta size gülümseyebilir.
Bunun için annenin sakin olması, doğum dalgalarını bebeğiyle kavuşacağı
düşüncesiyle mutlulukla karşılaması, etrafındaki doktor ve ebenin
sakinliği, ortamın sakinliği önemli oluyor. Anne kendi doğum korkusunu
bebeğe aktarırsa, bu da doğumu zorlaştırabilir. Doğum anne ve bebeğin
kabusu olmak zorunda değil.
Doğum ortamının doğum boyunca sessiz, sakin ve loş bir ışıkta olması huzuru sağlar. Doğum
anında anneye ve bebeğe sakin bir ses tonunda, bağırmadan, sadece bir
kaç kelimeyle, doğuma saygı duyarak, sevinç ve sevgiyle destek
olunabilir. Bebek her türlü ışığa, sese ve dokunmaya karşı en duyarlı
olduğu hayatının devamını etkileyecek ilk tecrübelerini yaşıyor.
Bebeğe ilk dokunuşlar annesi ve sevgi dolu eller tarafından nazikçe olur.
Annenin sıcaklığından, suyun yumuşacık sarmasından dışarı yeni çıkmış
bir bebeğe ilk dokunuşlar yumuşakça ve yavaşça olur. Ne kadar yavaş ve
nazik, o kadar iyi. Bebek henüz nefes almadan, başaşağı
sallandırılmadan, göbek kordonu kesilmeden anne karnına ten tene temas
için verilir. Böylece anne ile teması hiç kesintiye uğramaz. Bebeğin
henüz hiç dik durmamış omurgasına en rahat yer anne karnıdır. Bebeğe
soğuk tezgah yerine anne karnında ilk kontrolleri yapılır. Plasenta ile
bağı kesilmeyen bebek, kordonun kan akışı durana kadar oksijenli kanı
almaya devam eder. Bu süre zarfında kendiliğinden nefes almaya başlar.
Durur dinlenir, tekrar nefes almaya devam eder. Ciğerlerinin dış dünyaya
adaptasyonu ve fizyolojik değişimler için zaman tanınan bebeğin ilk
nefesi için ağlaması ve vücudunun strese girmesi gerekmez. İlk nefesi
onu korkutmaz. Bebekle bütün olarak kalması tüm doğum anını dönüştüren
göbek kordonu en son kesilir, ya da kesilmeyebilir. Kordonun erken
kesilmesi henüz tam kapasiteyle çalışmaya başlamamış ciğerler yüzünden
bebeğin beynini oksijensiz bırakabilir. Anne ile birlikteliği ve huzuru
yapılan acı verici iğne, göz yakıcı damlalarla bölünmeyebilir.
Ten tene temas sırasında bebeğe ilk masajı yapılır. Tüm
anne hayvanlar doğan yavrularını sevgiyle yalarlar, bu hareket olmadan
yavru ölebilir. Büyük bir çaba ile doğan bebeğin kan dolaşımına yardımcı
olmak için annenin ya da ebenin sevgi dolu elleri bebeğin sırtına
yumuşak dalgalar halinde yavaşça masaj yapar. Bebek o kadar hassastır
ki, kendisine dokunan ellerin seven, reddeden, kabul eden ya da öylesine
tutan olduğunu anlayabilir. Bu anda en ihtiyacı olan şey huzur,
sessizlik ve sakinliktir.
Suyla ilk temas bebeğin ilk ayrılığa alışmasına yardımcı olur. Bebek
anne karnındaki güvenli, sınırlı alandan ve suyun dokunuşundan
dışardaki çıplak boşluğa çıkar. Artık anne karnında daha fazla
yatamayacağı zaman bildiği, güvendiği su ile temas bebeği rahatlatır,
korkmasını önler. Küçük, sınırlarına dokunabileceği vücut sıcaklığında
suyla dolu bir küvete ilk önce ayakları sonra tüm vücudu sokulur. Tekrar
kendini hafiflemiş hisseder. Hayatı boyunca hatırlayacağı, anneden ilk
endişe veren ayrılık böylece tekrar neşeye dönüşür. Bu anda bebek
kendini tutan ellere gören gözlerle bakıp gülümseyebilir. Ellerini ve
ayaklarını oynatmaya, etrafını cesaretle korkusuzca keşfetmeye başlar.
Suda yeterince kalınca yavaş yavaş sudan çıkartılır. Tepki verirse
tekrar suya sokulur. Bir içeri, bir dışarı, su dışındaki ağırlığına
alışmasına zaman tanınarak yavaş hareketlerle sudan alınır. Sıcak
örtülere sarılır. Bebek anne karnında sallanmaya alışıkken, hayatından
ilk defa hareketsizlikle karşılaşır. Su bebeğin tek başına kalmasının ve
hareketsizlik korkusunun önüne geçerek bu geçişi kolaylaştırır.
İşte bu şekilde bir doğum yaşayan bebek kendiyle barışık ve korkusuz olup hayatı doğarken sevebilir.
Doğal Anneyim Facebook Sayfası: www.facebook.com/dogalanneyim
Doğal Anneyim Facebook Grubu: www.facebook.com/groups/dogalanneyim
Instagram @dogalanneyim
Twitter @dogalanneyim
Doğal Anneyim e-bülten ile takip: http://eepurl.com/TeYdX
Köpek ve kedi bloglarım:
Bashico Blogum: http://bashico.blogspot.com.tr
http://Kopeklerveinsanlari.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder