Çocuklarımıza bu hayatta gelecekleri için en önemli
öğretmemiz gereken şey nedir? Okumak mı? Yazmak mı? Nasıl para kazanacağını mı
öğretmek? Doğru para harcamasını mı? Yemek pişirmeyi mi? Bana kalırsa
gelecekteki en önemli şey doğal ve sağlıklı kaynaklardan yiyecek bulmak olacak.
Bunun için çocuklarımıza öğretebileceğimiz en önemli şey “kendi yiyeceğini
doğal bir ortamda, ekolojik olarak nasıl yetiştireceğidir” diye düşünüyorum.
Unutmayalım “Kendi yiyeceğini yetiştirmek para basmak
gibidir.”
Eskiden daha fazla insan köylerde yaşarken, şehir hayatına
bu kadar özenme yokken, herkes için kendi bahçesini ekmek, ailenin ihtiyacı
olan gıdayı yetiştirmek doğal sayılıyordu. Şimdi köyü olmayan, şehirde büyümüş
bir anne ve babanın çocuğu olarak, köyünden ailesinden doğal gıdaları temin
edenlere özenerek bakıyorum. Eminim buna özenen, doğal olanın peşinde olan tek
kişi ben değilim. Arkadaşlarımdan birkaç aile şehirden göçüp kendine bir köy
bulup yerleşti bile.
İlk
başta insanın bir arayışta olması gerek, bir şeyler yapma arayışında.
Bulduğu
cevap doğa ise her şey olur zaten.
Kısa bir süredir topraktan kendi domates ve salatalığımı
yetiştirmeyi öğrenmeye çalışıyorum. Bahçecilikte emekleme devresinde sayılırım.
Ancak okuduğum Masanobu Fukuoka’nın “
Ekin Sapı Devrimi” kitabı etkisiyle
bunu nasıl doğanın halledeceği şekilde yaparım diye kafa patlatmaya başladım. Hatta
kısa bir süre önce Fukuoka yöntemiyle gübresiz, ilaçsız, sürmesiz tarım yapan
Üç Elma Doğal Tarım çiftliği
hakkında yazmıştım. Diğer taraftan
permakültür diye bir tanımı bir kaç senedir duyuyorum. Sürdürülebilir kültür
anlamına gelen “Permanence+Culture” kısaltması olan permakültür hakkındaki
açıklama şöyle:
“Permakültür,
insanoğlunun sürdürülebilir bir şekilde yaşayabilmek adına gereksinimlerini
temin edebilmesi ve içinde bulunduğu çevreyi zenginleştirebilmesine yönelik
tasarımlar gerçekleştiren bir tasarım bilimidir. Dolayısıyla, permakültür
ilkeleri insanlığın ayak izini, en zararlı ayak izi olmaktan çıkarıp
yeryüzündeki en faydalı ayak izine dönüştürmektedir.”
Permakültür, etik temelli, sürdürülebilir yaşam yerleşkeleri tasarımı bilimi olarak tanımlanıyor. Temelinde 3 etik prensibi var:
1-Doğayı Gözet
2-İnsanı Gözet
3-Elde ettiğin getiri her ne ise ilk iki ilkeye vakfet.
Permakültürün kurucusu Bill Mollison'a göre "Permakültürün %65'i sosyal permakültür. Ne kadar ekolojik, ala bir sistem kurarsan kur, insan ilişkilerini eksik bırakırsan oradaki tasarımı oturtmaz, ağlarını örmezsen yaptıkların hiç bir işe yaramaz."
Ünlü permakültür tasarımcısı Geoff Lawton’in
sitesinden ücretsiz üyelik
yaparak izlenebilen 40’dan fazla İngilizce permakültür videosunda en kurak, en
sıcak, en soğuk iklimlere uygun bitki yetiştirme ve toprak geliştirme çözümleri
gerçekten bir harika.
Buğday Derneği'nin aylık yayınları hap bilgiler içeriyor.
Bunun dışında
Sinek Sekiz'in ekoloji ile ilgiliyayınları bu felsefenin
oturması açısından çok güzel.
Doğrudan permakültür ve organik tarımla ilgili deneyim kazanmak isteyenler
için
TaTuTaçiftlikleri çok uygun, gezen arkadaşlarım var. Çocuklarım için sütünü uzun
yıllardır tükettiğimiz
Aysun The Sütçü’nün Gündönümü Çiftliği
de konaklamalı gönüllüleri kabul eden yerlerden biri.
Buğday derneğinin düzenlediği Açık Radyo üzerinden yapılan
bir radyo yayını var.
Yeryüzü derneği ise özellikle şehirlerde yaşayan insanlara eğitimler
vererek,
Kent bahçeleri projesi kapsamında ücretsiz yerli tohum ve fide dağıtımı yapıyor. Bu sene
okulumuzun bahçesi için de başvurduk bu projeye.
Bunların dışında facebookda
evde kompost yapım hakkında bilgi ve deneyimlerin paylaşıldığı farklı gruplar mevcut.
UlusalTohum Takas Merkezi grubunda
hem görüşler paylaşılıyor, sorular soruluyor, hem de Tohum Takası yapılıyor.
Bunlar dışında da
BelenTepe Permakültür Çiftliği’nin permakültür ve doğal
yapı paylaşımları çok açıklayıcı.
Permakültür, ekoloji ve doğal tarım hakkında çeşitli kurslar da
düzenleniyor. Yakın zamanda Mayıs ayı başında Bodrum Gümüşlük’te Emet
Değirmenci tarafından bir ekoloji kursu düzenlenecek. 12-21 Mayıs 2016
tarihlerinde düzenlenecek “
Aklın
Ekolojisi ve Ekolojik Yaşam Uygulamaları” isimli bu kurs bir
Permakültür kursu değil. Permakültür eğitimi almamış olanlar gelip yeni bir
bakış açısı kazanıp, pratik uygulamalara başlayabilecekler. Öyle ki
Permakültür eğitimi almış olanlar da gelip yeni şeyler öğrenebilecekler.
Programı inceleyince çok beğendim, sizinle de paylaşmak istedi. Vaktimi
ayarlayıp bu kursa katılmayı çok isterdim. Umarım ileride bir zaman çocuklarım
biraz daha büyüyünce katılacağım. Bu konularla ilgilenen anne, babalar ve
gençler için etkinlik programı şöyle:
Program bilgileri aşağıda yer alıyor. Etkinlik programı son hali için
buraya bakabilirsiniz.